0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1495
Okunma

Birkaç kişiydik
bahtı kara kahkahalar
yıldız yıldız saçılırken üzerimize
suspus sinip dağların ardına gizlenen
kıskanç bir geceydi
gün bölünmelerinin ardından
kaç zemheriyi rakı bardaklarına koyduk
kaç hüznü masa altında sakladık
yakamozun üzerine yaydık sesimizi
avaz avazdı denizin dilindeki türkülerimiz
sızlayan sınırlarımız küçük harfler
küskün nidalarımız büyük puntolarla karıştı
karanlık gökyüzüne
ölümün tetiklediği kabirdeydi
hüznün gölge güzeli
kuz gün gibi mırıldandı
alkolsüz bakan bir çift göz
eşliğinde söylediği şarkının
iç çekişlerinde kayboldu neşesi
geceye yorgun sokuldu
içimizdeki korku filiziydi sarmalandığımız
alacakaranlığa asılan duran yanlarımızla
sesine dağılan hüznü çektik genzimize
yudum yudum nefestendik kırgın tebessümüyle
eş ruhtu ayazda kördüğüme sokulan
parmak uçlarındaki sevgisini anlatan
suya bakıp çizdiği sevdasından
tuvale yansıyan yeşil yanıydık
tetik usulca düştü geceye
mezar kazıldı, imha saati geldi
katli vacip bir şişe rakıya
sıkıldı mermi
kandaki sıcağında
kaç cana değdi
başı önünde birkaç kişiydik
geceye kan çanağı gözlerle çekimser bakan
kadehlerde vuslatın dibini gördüğümüz
deme duran iki damlaydı
süzülen gecenin koynunda biriktirdiğimiz
bana gelince, seninle
sensizliğimde kaç soluk uzaktadır ki ecel
ansızın kapımı çaldığında nefessizliğim
beni en temiz yerinde ölümsüzleştir
gülüm!
...