yollar vardır upuzun
yollar vardır dosdoğru
Hak’ka varır vardırır
yollar vardır karanlık
yollar vardır epeğri
Hak’tan sapar saptırır

yol odur ki Hakka vara
O’nu araya gündüz ve gece
O’nu gözete her işte
O’nu anlaya her hikmette
O’na yönele her istikamette
O’nu hissede her letaifte
Hak deyip Hakk’ı ana her nefeste
Hak’tan gaflet yol değil


doğruluktan sapma gönül
yol odur ki, kulluğa vara
kullukla ede her amelini
kullukta anlaya kendini
kullukla bile her makamı
kullukla aça idrakını
kullukla tuta Hakk’ın emrini
kullukla bıraka Hakk’ın nehyini
doğruluktan sapma gönül
şeytan senin dostun değil

yol odur ki, kitaba vara
hakkıyla anlaya hakk’ın kitabını
tac ede başına ol kitabın hükmünü
kitapta bula kaim Hak hitabını
rehber edine daim nassını
kitaptan habersizlik yol değil

onlar
merhametle ederler muamele
adaletle ederler mücadele
hikmetle ederler mukabele
sabırla kat ederler bin bir merhale


şükret gönül
yol odur ki şükre vara
şükrede ömür sermayesine
şükrede sağlık devletine
şükrede akıl nimetine
şükrede beden kuvvetine
şükrede islam hayatına
şükrede iman nuruna
şükret gönül
şükürsüzlük yol değil

bu yolları sebeplerden değil Hak’tan bilmektir
otağını en ileriye kurmaktır
gerçek faili görerek
sebepleri yaratanı bilerek
bu yollar basirettir ilimdir
İlimle yürümektir cehalet karanlığına
hikmet meydanında basiretle iş görmektir

onlar
birkaç dokunuş kondururlar seccadelerine
birkaç damla gözyaşı bırakırlar gecenin zülüflerine
dua dua yakarırlar Rablerine
gizemli bir hüzün yansır çehrelerine


sabret gönül
yol odur ki sabra vara
sabrede musibete
sabrede marazlara
sabrede çatanlara
sabrede hasetlere
sabrede her işin sonuna
sabret gönül
sabırsızlık yol değil

bu yollar sabırdır tahammüldür
ağulla aşı yemektir yeri geldiğinde
kendini bilmeze katlanmaktır
kem sözü erişince
kem nazarlar dikilince
hoş nazarla bakabilmektir
düşmanlığa iyilikle mukabeledir

onlar
Hak için çalışırlar gece ve gündüz
doğru yolda giderler yokuş ve düz
Hak kelamı ederler her sözle
Hakk’ı anarlar gece ve gündüz


Rabb’in adıyla oku gönül
yol odur ki ilme vara
kendini bile ilimle
kainatı gözleye ilimle
hikmeti anlaya ilimle
hayret ede ilimle
sırra basa ilimle
Hakk’a ere ilimle
Rabb’in adıyla oku gönül
ilimsizlik yol değil

bu yol infaktır sadakadır
ilmini infak edebilmektir ilim talep edene
varlığını sadaka bilmektir tüm varlıklara
varını seferber edebilmektir bütün muhtaçlara
engelleri kaldırabilmektir yoldan geçenlere
güler yüzünü esirgememektir misafirim diyene

onlar…
tercih ederler nefislerine başkalarını
arayıp sorarlar nasıldır hallerini
onlarla birlikte ararlar Hak cemalini
onlara hizmette bulurlar kemallerini


isyan etme gönül
yol odur ki rızaya vara
rıza ile geçile nice geçitler
rıza ile aşıla nice engeller
rıza ile anlaşıla nice hikmetler
rıza ile hoşnut ola ince yürekler
rıza ile buluna hoşnutluklar
isyan etme gönül
hükme itiraz yol değil

yollar meşakkattir çiledir
çile gerektir pişmek için
çile gerektir ermek için
damıtılmak arıtılmak sonra kabule sunulmak gerektir
çile bu yolun değişmeyen kaderidir
hamdım, piştim, yandım diyebilmektir

onlar…
zulmetmez kimselere
afla muamele ederler kötülüklere
aldırış etmezler görgüsüzlere
selam der geçerler


ariflerden ol gönül
yol odur ki marifete vara
marifeti gözete olan bitende
marifeti anlaya badirede
marifete ere ibadette
marifeti yakalaya özünde
marifete koşa her cihette
ariflerden ol gönül
marifetsizlik yol değil

bu yol hoş nazardır
yaratılana hoş nazarla bakabilmektir
Yaradan’dan ötürü
hiç kalp kırmamaktır
kapıdan çevirmemektir hiç kimseyi
gel ne olursan ol yine gel diyebilmektir

onlar
kurtuluş isterler tüm insanlığa
af dilerler tüm yaratılana
rahmeti celp ederler tüm kainata
makes olurlar rahmet çağlayanına


mütevazi ol gönül
yol odur ki, tevazuya vara
tevazu ile bile haddini
tevazu ile ede terbiye nefsini
tevazu ile aşa kibir seddini
tevazu ile edine Hak rızasını
tevazu ile anla aczini
böbürlenmek yol değil

bu yol boyun eğmektir kulluktur
O’ndan başkasına bükmemektir boynunu
kullukta bilmektir tüm makamı
her itibarı

onlar…
tutarlar emrini Hakk’ın
kaçarlar nehyinden Rabbin
ererler sırrına vahyin
bulurlar cemalin Hay olanın


zikret gönül
yol odur ki zikre vara
zikirle parlata kalp aynasını
zikirle sile gaflet pasını
zikirle anlaya kudretin tacını
zikirle hissede Hakk’a yakınlığı
zikret gönül
zikirsizlik yol değil

bu yollar nizamdır adalettir
Hakk’a doğru yönelmektir
teraziyi sağlam tutup sağlam tartabilmektir
adaleti gözetmektir her işinde

onlar…
boyun eğerler ilahi takdire
baş kaldırmazlar kader kalemine
sabrederler işin son haddine
ererler olayların sırlı hikmetine

*
yol odur ki rasule vara
anlaya rasulün kıymetini
idrak ede gönderilmesindeki hikmeti
aça ona gönlünün en güzel köşesini
misal tuta hayat menkıbesini
kalbine yaza öğütlerini
rasulü anlamamak yol değil

onlar
O’ndan payına düşen nura doğru yol alır
kendini bilme serüvenine
insan olma yolculuğuna ram olur
yerde ve gökte O’nun iradesi olmadıkça
ne ağaçta bir yaprak kıpırdayabilir
ne dimağda bir fikir belirebilir
ne de kalpte bir duygu oluşabilir

sırat-ı müstakimden ayrılma gönül
nefsini tanı ki Rabbini tanıyasın
Rabbin seni sevip
iki cihanda aziz kılsın
O’ndan öte dost edinme kendine
O’ndan ötesi zillet
O’na dost ol da
isterse bütün alem düşman olsun sana
ibrahim ol da sen
serin ve selamet ateşlere atıl isterse


redfer