6
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
1037
Okunma

ıssız bir yol çağrısı zaman
çeker içine avare adımlarımı
içinde ölümler aşklar hasret yalnızlıklar
oturur düşünürüm zihnin kör sapağında
eğerim başımı uçup giden yılların tozluğuna
tortulanan geçmişimde
ararım kendimi
sitemi ağır boşa turalanan mevsimlerin
gözlerimi yumarım gamzelenen sonsuzluğun uçuğunda
hatırlarım karanlığın içinde yankılanan melodinin dolaşık ritmini
yaşamak kalabalıkların içinde bir başına tutsak bir güvercin gibi
kanatları kesik rüyalarımın kayıp düşler deryasında
korkularım perde yüzüme
ruhum yaralı
bulamam seni
bulutlardan silinmiş izin
yüzünü hatırlamıyor yağmurlar
hatırası eskimiş yaşanmışlıkların
kayıp bir kıta artık aşk
ruhumun
kapıları kapalı
hiçliğin ortasında yankılanır tiz sesim
acıların resmini çizerim yüzüme ayna olan boşluğa
savrulur giderim yoksunluğa sensizliğe
binlerce yıl uzaktayım senden
kim bilir
kim bilir sevgilim
yumarım karanlığa gözlerimi
koca bir evrenin kapıları açılır sen gelirsin
belki yıldız parçacıklarından bir yolda buluşur ruhumuz dudaklarımız
kim bilir kozmik bir dünyanın iki yabancısı olarak yeniden doğarız
mor kristallerden evimiz olur ışıl ışıl parlar
bahçemizde çiçekler melekler kelebekler
daha ne olsun
ruhum
ruhunla kavuşur
aşk sonsuz olur dans eder galaksinin
sonsuz kanatlarında tüm ruhlar
yıldız tohumları saçılır
evrene gözlerimizden
çocuklarımız olur
bir sürü
bi sürü
sen kadar yakışıklı
ben kadar güzel...
ayşe uçar
17112023
14:35