6
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
1139
Okunma
kendime ufak bir bavul düşünüyorum
salaş bir yolculuk
hoş düşünmek olmasa
ben kim oluyorum
ya da kime deniyorum
bilmiyorum
geç fark ediyorum. iki göğsümün arasında duyarlı bir ağrı
ya da bir değişik ses
kalbim. anlatılmayacak kadar anlamsız geliyor
aklım sırtlanamıyor hiçbir şeyi
tam da bu yüzden
kısa kesiyorum kendimi
gün. bağrımda batıyor
kızıla dönüyor her şey
sonra
mesafeler
bizim turunç bahçelerini sevmeye geliyor
kurutulmuş bir yağmur var ceplerinde
hafifletilmiş bir bulut
gidemiyorum.
salondan mutfağa geçiyorum
bizim tavada şımartılan zeytinli omlete dönüyor her şey
kalmak için bahane arıyorum.
kaçmak için bir yer
Nepal’in irmikli kurabiyesini düşünüyorum. bir çöregin susamlı hikayesini
havuçlu kekin bi mağarası olduğunu ve içinden çıkan haylaz çocukları
gün. gül reçelini andırmaya başlıyor sonra
olmayacak şeylere inat
halamın taze kurulmuş masasında bir dal ıhlamur oluyorum
komşunun balkonundan sarkan cansız bi begonvil
gülümsüyorum
ağzımın kenarında kirli bir kedi
kendimi biran. ölmüş zannediyorum.
sonra. bavulun içindeki yolculuk olsam
ve hiç düşünmesem. diyorum
zaten
son gibi bir şeysin Nepal
değil. aslında
her şey ne kadar da son
.