9
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
614
Okunma

Rengi olmayan bir çığ/lık
Pejmürde gölgeler esefle nöbet tutan akan ılık
Kan ve
Kancıklar iş başında hararetle örüyorlar duvarları
Yerle yeksan insanlık
Mağdur gülüşün kundaklandığı
Mevsimse hakkını veriyor acıların
Hüzne b/anılan kalem göz kırpıyor
Uzaklardan en uzaklardan
Tepe noktası ömrün
Tav olmuş zulme zalim
Göğün terennümü de yarıda kaldı
Yarım kalan hayatlar
Kâh yaralı kâh ölü bedenler
Mihrabın dahi izi kalmadı
Ilık nefesi Kara Meleğin vardiyalı bir birlik
Dirlik dilerken insanlar
Dingili de yok iken ömrün
Kabrin soğukluğu
Kıyılan bedenler ve işte kıyama duran sözcük ve nicesi
Öfke kusan ahali
Zarf atan iblisi kim boyadı ise beyaza
Elbet hâsıl olacaktır İlahi Adalet
Binler garbında artık yaşamın
Mini mini birler ne okulda ne evde
Toprağın altında
Kan tutar mı söyle zalimi?
Kör noktası döngünün
Kilidi kırık düşler vazgeçişler
Kaybolmaya ramak kala
Ayıp denen sözcükse çoktan kalktı tedavülden
Ve masumiyet
Ve merhamet
Ve insanlık
Bitmeyen bir soy kırım
Lütfeden değil katleden yine insan
Tokuştukça elindeki kadehiyle
Yıkılan duvarlar
Bilinmezin gizemi değil artık hâsıl olan
Bilindik tek kelime
Ölüme meyleden yol ve yolcu
Durağın dahi haritalardan silindiği
Kan dolu kardıkça her bedeni
Bir yılkı atı gelip de alsa keşke tüm masum insanları
Çıkarsa feraha keşke Tanrı
Bir ütopya olsa da mutluluk
Kanaviçeler gibi işlenen acı ve en yüksek
Frekansta tutuklu sözcükler
Şairin de yok artık dilemması
Yok artık bir dilaltı addedilen şiiri
Sunsa da beyaz zemine
Beyaz ne kaldı ki acıdan başka?
Tınısı ve tanımı ne ola ki hayatın?
Hamt etmekle iştigal
Halt edense iblis ve tayfası
Sür git hezeyan
Ne çok cephede verilirken savaş
Neyin nesi bunca hüzün ve gözaltı?
Göğün son komplimanı ve işte yine doğdu gün
Yeniden teşrif etti güneş
Özdeş acılar cumhuriyeti
Yolu insanlıktan geçmeyen bir güruh
Saklı tutulası adaleti
Hicveden evren müdavimi
Şiirle özdeşleşen bir isyan
Af eyle yüce Rabbim
Yok işte bir şey elimden gelen…
5.0
100% (17)