0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
347
Okunma

matem yüzünü öne eğdi kadın
imkansız olduğunu biliyordu kavuşmamızın
saatlerce bakıyordu gözlerime konuşmadan
aktığını gördüm yağmur taneciği yaşların
son bir cümleydi kurduğu dudağında
titreye titreye affet beni diyordu aslında
ruhu azap çekerdi hissediyorum onu ruhumda
ve gitti bilinmeze ayak sesini duyuyordum uzaklaştıkça
bu bir rüya olacaktı gözlerimi açtığımda
bulacak uyanacaktım tekrar yanında
birden çimdik attım eti’mi koparır’casına
o yoktu göz bebeklerim dehşeti andırır’casına
ve bir şiire döktüm satırları yüreğimi
dağlar’casına her mısrası bıçak ucu gibi
dokunurdu oyup kanatır’casına yüreğimi
ağlıyorum musmutlu o saadetli günlere
geçip giden umutlu o hayali geleceğe
yalnız senle mutlu umutlu biriydim gönlümce
anlıyorum verecekler seni o izlerini bulamayacağım yere
ne kadar uzak olsan’da ayrı kalsan’da bilsen seni
bu yürek attıkça haykıracak sana olan sevgisini
hoşçakal sevgilim hoşçakal
değişmem binlerce güzel için neyi ruhumu esir alan gözlerini
benden ayıran beni senden
şimdi ne halde’yiz ikimiz bilsen
gönlümüz ateşten sanki kor
hem seni yakar hem beni ikimizi birden
göze’mi geldik kopup ayrıldık candan
ayrı yollara düştük aynı daldan
aynı daldan düştük nasıl dağıldık
aramızda mesafe yüz yıllık zaman
Hasan Cihan Şentürk
5.0
100% (1)