7
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
731
Okunma

Yağmurlu ıslak kaldırımlara vuruyorum kendimi
Ay ışığı karanlık bir semada
Serpmiş yüzüne tüm aydınlığını
Gökyüzünde kimsesizmiş
O da benim gibi ezilmiş üzülmüş !
Odamda kimsesiz, odamda sessiz
Kaderimize terkedilmiş
Şimdi şu iki yüzlü dünyada
Bir ben, Eylül hüznüne kapılmış
Bir de insan hıçkırıkları
Bir umutsuzluk durağındayım
Bitsin istiyorum ayrılık
Ağlıyorum
Sessiz ve sensiz
Susmuş bütün şarkılarım
Kalemim, kağıtlarım susmuş
Çiçeklerin saksılarında uyumuş
Menekşelerin, portakal çiçeğin
Kırmızı gülün
Dövünüp duran Züleyha’nın
Yusuf aşkıyle perperişan
Karanlık ve acı suların tanıklığında
Ağlıyorum sessizce
Tuz gölünü gözlerime yüklediğimce
Süzülür yanaklarımdan
Bir derin derince
Nasıl isterdim Sonbahar’la
Gelişini bir yağmurla
Sonra seni gülüşünü
Yüzümdeki mutluluğunla
Herkese anlatabilmeyi özgürlüğünü
Bir gizini daha anlamıştım senin
İnsanın insana ettiği zulüm
Ve bu hüzünlerde kalışını sessizce
Ardından onulmaz yaralar açıp
Buydu işte
Duvarlar ardından
Kucaklayan bizi
Sensiz kalıp incinince
O öylesine dayanılmaz ki
Verdiğin hasretin rengi
Veda edip yaşama
Alıp başını gitmişti
Soluksuz düşüp ansızın
Gidecekti, gitmişti uzaklara
Gel artık
Çatlak dudaklarımla her gün
Çaresizliğimi haykırıyorum
Sana ulaştırıyorum tüm mektuplarımı
Gümüş kanatlı kuşlarla
Her nefes alışta bir daha çekiyorum
Acılarımı içime
Sen uzak bir şarkısın orada
Ben yürek çarpıntısında kalan
Akşamlar bende ölür
Bende ölür, hasret şarkıları
Günay Koçak
4. / 9. / 2023
5.0
100% (19)