ŞEHİTLERİMİZE SAYGIYLA...

Ufuklarda güneşle kavgalı kara bulutlar,
Vadilerde yayılan keskin ihanet sessizliği,
Dağlarda yankılanan güvercin tedirginliği,
Ovalarda yeşeren sinsi oyunların tezgahı,
Hainlerin pususunda duygular patlayıcı...

Tiz bir ıslık sesi gibi iblisin kör kurşunu,
Bir koç yiğide isabet eder umarsızca..
Birkaç damla sıcak kan, soğuk toprakta,
Tüm vücudu kaplayan derin bir acıyla..

Yere düşen bir koca çınar misali beden,
Bir Kelime-i şahadet duyulur usulca...
Komşuluğa giden şehadetin yolunda,
Ağuşunu açıp bekleyen Peygambere...

Bir can düşer,bir fiden kırılır,yürek yanar,
Bu topraklarda ayrık otları yeşermesin,
Bu vatanda ezan sesi susmasın,
Bu ülkede bayrak yere düşmesin,
Bu millette özgürlükler bitmesin diye...

Daha dün Çanakkale’de olduğu gibi,
Kurtuluş savaşında yaşandığı gibi,
Vatanın özgürlük sur’una sancağı diker.
Düşmeden Ulubatlı Hasan gibi...

Rütbenin, ismin, önemi yok,
Herşey eşitlenmiş şehadette,
İnanç tam,duruş kararlı,baş dik,
Yorgunluk,yılgınlık yok bu yolda,
Mekanın,sıranın önemi yok,
Ha bugün, ha yarın, zamanın adı yok.
Vatana,bayrağa adanmış bir hayat.
Uğruna düştüğü toprakta isimsiz bir mezar.
Üstünde örtü, başında dalgalanır al bayrak...

A. Kadir YALDIZKAYA