Kelebekleri Öldürmeyin Çiçekler de Ağlar
kitabımdan seçmeler -1994-
1-
çok şeye dünya dardır
yürekleri yakınlaştıran
güzelleştiren sevgi denen
evrensel bir gizem vardır
Sf. - 1 -


2-

Dilek

Allah’ım
ifademin hükmünün
yerine gelmesi için
yüce bir ferman veresin
ki geçerlik süresi
çağları aşan olsun

vermezsen canın sağ
gönlün berhudar
hazinenin hepsi
hepsi bari Senin olsun
Sf. - 7 -



3-
Çorbanın tuzu
- Hıdır emmiye -

Bir akşam düğür çorbasından
bir tas kaşıklamış olan oğlu
Hıdır emmiden tuzunu sormuş anası
’tuzuna bakmadım’ deyip tası uzatmış

Gün günler görmüş yaşlı bilge ana
anadolu kadını Afe hatun ’oğlum demiş
hayat iki kez tadına baktırmaz ’
söylene gelinir olmuş köyümüzde
Sf. - 8 -

4-
Yüz ağı

Şu dünyanın ne üzümü ne bağı
hayat gülünün en nazenin yaprağı
durakların en erişilesi durağı
ağların en makbul bayrağı
insanın yüz ağı yüz ağı
Sf. -10 -




Kavgalı Dünya Üstüne

5-
Feleğin yüreği dayanmaz
kabristanlar kaldıramaz oldu
dünya küresini dolduran
kör dövüşlü dünyalık ölümü
avrupa ve dünya bazında
zulüm cellatları can infazında

Sf. -13 -



6-
Şu alem öyle bir hane-i yağma ki
yiye yiyene ben az sen çok diyen diyene
bir yerde sözü ediliyorsa eşeklerle

bir yede sözü ediliyorsa eşeklerle
eşek arıların barışının bil ki
pazarlığı başlamıştır parsa kapma yarışının


7-
İlahlar çıngırak çan ister
biraz kemik kelle böbrek
yürek vs kan kan ister

’arapçanın türkçesi ’hep
taze can ister arada değil
hemen her gün he an ister

Sf. - 15 -

8-
Ölümler öldürmeler hele zulümler
sarsar insanı elbet hem derinden
olsa da dünyanın bilinmedik bir yerinde

hala insanı sever der edebiyat ederiz
aslında bunu derken kendimizde inanmış değiliz
nerede bulunur kaval sesine meleşen koyun sürüsü

Sf. - 18 -




9-
Üzülmemek elde mi derinden
rahmet yerine lanet yağmur yerine
kan yağar güzelim dünyanın her yerinden

Okuyoruz basından ki eşitsizliğe
isyan şimşekleri siyah inci kıvılcımlandı
say sayabilirsen ölüleri yaralıları

Zulm eden güçlüler bilmeliler ki
döktükleri kan kadar torunlarına
ödenecek kirli kan faturaları olacaktır
Sf. - 20 -



10-
Eskilerde ilahlar kanı çok severlermiş
kendilerine ordu ordu kan sunulurmuş
semirip imparator olunca daha oburlaşmış
kıtadan kıtaya kan içmeye koşar olmuşlar

krallar derebeyleri türemiş
biri diğerinden yamyam

İZİM ler dünyayı kutuplara bölmüş
Elan arap kültür istilası başlamış

şovenler din maskelileri emperyallar
el ele vermiş insan emeğini sömürmekteler
Kıtalar kentler şehirler dağlar nehirler kan k
çiçekler kan renginde açar nehirler kan katran
zift akar olmuş vay haline güzel dünyamın

Sf. -21-


........................

11-
Ey geleceğin çocuğu
bilinen beş bin yıldır
salt saltanatlar uğruna
bilmem ne bahanesiyle
kurbanlık kuzu insan


Düşündün mü hiç
vadesiyle ölen mi
her elli yılda çıkan
savaşlarda ölen mi çok

işte böyle kurban
bir kırım yarışıdır
al takke ver külah
barışıdır berdevam


sel tayfun deprem doğa
felaketlerini hangi guruptan
saysak!..

Sf. - 23 -


12-
Allah’ım!
asırlardan beri cellatlar
Sen’in adına inadına
kan içerler cennetin için
orası cellatların mekanı mı
beşerden utanmaları
senden korkuları yok
kara bulut gök gürültüsü
Adın’ı haykırmalarından
duıymazlar yükselen ahları

Allah’ım! kulaklarını tıkayıp
susup öyle insanlığın sonu
nereye varacak ilimsiz irfansız

biz tükendik ne sözümüz dinlenir
ne ahımız duyulur bu kan miras
yedilere kimseden kan istemediğini
gözlerini ya açarak ya oyarak
hasılı anlayacakları dilden SEN söyle
Sf. -24-


13-
O emperyeller ki
insanlığı sarmış çıkar emelleri
kan kokar hep elleri
gizli gizli işler haber telleri
sömürüde paylaşımda
birleşir dilleri
hasılı hepsi çıkar ve
sömürü emperyalleri
Sf. - 25 -

14-
Bir zamanlar rahipler
rahibeler misyonerler
barış gönüllüleri
akabinde siyah sarıklı
yüzleri kıllı elleri
sivri uçlu asalarıyla
ne idiyü belirsiz ’mendi’ler
birer maşa molla
aman anadolum
canım anadolum
bu bu şer güçlerinden
dünü bugünü yarını düşün
BİR DENİZ GEZMİŞ TÜRET
kendini kolla
Sf. - 26 -
*

DEĞİŞİK TELLERDEN