5
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
907
Okunma
Paranoyak mayınlar döşüyor zihnin zeminine
infilak seslerinin tenine düşüyor karartısı
mühürlüyor karanlığın rahmine çığlıkları
elinde soluksuz neşter, kesiyor dünyanın göğsünü
elleri ki; küf kokan şehrin uç vermeye başlayan irinlerini dolduruyor dehlizlerine
şehrin nefesini kesiyor çürümüşlüğün cesetleri
uzun metrajlı bir filmin son sahnesinde, homurduyor kaburgasında gizli nefesi
rolüne biçilmiş bir ceset oluyor gölgesi
derin iniltisi göğe külleniyor
ölümün bin bir yüzü tekrar doğuyor şakaklarından
ve
asit yağmurlarında çırpınıyor kanatsız bir cenin
vahşetin çığlıklarına dönüşüyor celladın ayak sesleri
midesinde alkışı tutan seyirci, perdenin ardındaki figürana düşürüyor gülüşlerini
cehennem kapısına ilerliyor göz hapsindeki adımlar
tütsülüyor derisini ateşin kucağında
kristal iplikler geçiriyor göz kapaklarına diğeri
karanlık bir gölge, elleri dizlerinde
uzun bir omurgadan düşecek benliğine
kan iskeletinde bir sunak olacak arşa nidası
ve bir çift göz, tek bir söz uyandıracak ruhunu
söyledin mi ??
film yeni başlıyor
iki parmak arası bir tel saç
zorlanmadan açılıyor kalbin kapısı
gizlendiğin yerden dökülüyorsun işte
kaçış yok
yo yo itiraz hakkında yok
her acıya sarılacak ,başa saracak ve tekrar doğacaksın
izlediğin gözyaşı sahnesini yutkunup paylaşmayı düşüneceksin
ve bilmelisin ki kimse seni burada görmüyor, duymuyor olacak,
sen hariç..