8
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
629
Okunma

DİLSİZ KULLAR
YARALI KIRLANGIÇ
Yaralı bir kırlangıç pencereme konmuştu
Soğuktan titriyordu kanatları donmuştu
Hava buz gibi ayaz her yer bembeyaz kardı
Akşam olmuştu çoktan hava birden karardı.
Pencereyi usulca açıp da araladım
Buğday tanelerini önüne sıraladım
Okşadım tüylerini parmağımın ucuyla
Baş koydu avucuma inleyerek acıyla
Merhametsiz bir avcı acımadan vurmuştu
Sürüsünden ayırıp kanadını kırmıştı
Gagasından öperek aldım onu içeri
Karşı koymadı bana yoktu sanki kaçarı
Önce ılık su ile temizleyip pakladım
Em sürüp yarasına pamuklarda sakladım
Anlamış gibi baktı bütün olup biteni
Tüneyerek uyudu ısınınca bedeni
Her gün iyiye gidip kapandı tüm yarası
Minnettar bakışlarla dedi gitme sırası
Günler sonra aradan sıhhatine kavuştu
Teşekkür edip cik cik kanat çırparak uçtu
Nurgül’üm her ilkbahar aynı kırlangıç gelir
Şen şakrak ötüşüyle kendince selam verir
Sevgi evrensel dildir bütün canlılar bilir
Dilsiz kullardır onlar şefkat ile sevilir.
Nurgül KAYNAR YÜCE/ K. MARAŞ
5.0
100% (11)