Nerde eski tatlar hep hayal oldu
Paketlendi her şey, kilere kondu
Sade hayatımız çakmayla doldu
Bin yıllık aşımız, naylona döndü

Tatlı gelir üzümün, beleş koruğu
Kapatmıyor kel başı takke sarığı
Cıla da kapatmıyor, yüzde yarığı
Şu saçlı başımız, naylona döndü

Lens takıp gözlere rimel sürüldü
Sabah yeşil, akşam mavi bakıldı
Doğal yüze, naylon kirpik takıldı
Kırk yıllık eşimiz, naylona döndü

Ayarlandı burun, tümden kulağa
Dudaklar eş oldu dolgun yanağa
Yeni dişler uydu, takma damağa
Dil dudak dişimiz naylona döndü

Bahane çok oldu, doğal ekmeğe
Damaklar he dedi hazır yemeğe
Beyinler nöbette, imdat demeğe
İç yakan dışımız, naylona döndü

O yiten mutluluk bulunmaz oldu
Yün yatak odaya konulmaz oldu
Kanepe koltukta, gülünmez oldu
Yazımız, kışımız, naylona döndü

Sezdi! hassas kalpler, olup biteni
Görmez oldu gözler yenip yutanı
Bilmem tarih ne der, alkış tutana
O güzel çarkımız, naylona döndü ..

H.C.ÖRS(Cemali), Ankara - 11/2009 (A - 29)
Fotoğraf: Alıntıdır