saat gecenin bir buçuğu
nöbetçi hemşire son tahlilimi yaptı
pürüzlü bir vakaydı benimkisi
mukadderata boyun eğmiştim

saat gecenin ikisi
iyi geceler efendim
iyi geceler doktor
tahlil normal
inşallah bu geceyi rahat geçireceksin
inşallah efendim

bütün vücudum kırılıyor
göz bir uyusa
iki saattik şöyle
deliksiz
oda sıcak
yatak kuş tüyü sanki
içim geçti
daha yatmadan dalmışım

kapının tıklatılmasıyla gözlerim açıldı
saat iki buçuk
ah yarabbi
bitkindim
yüzümde endişe çırpınışları
doktor bey halimde değişiklik var
şekerim yükseliyor galiba

zihnini toplamaya çalıştı
daha bir saat önce tahlil yapıldı
en küçük bir yükselme emaresine rastlamadık
nasıl olur
size öyle gelmiştir
vallahi...
bilmem ki...
haklısınız da...
daha bir saat önce tahlil yapıldı

hiç olmazsa iki saat olsun
iki saatçik uyku istiyorum
sadece iki saat
üç buçukta gelir bakarım
boynum büküldü
peki efendim
ses öylesine kırık dökük
öylesine zayıf ki

daldım
bulutlar içine girmiş gibiydim
o boşlukta
bütün vücudum kırılıyor
kemikleri içten sızlıyordu

koğuşa doğru yürüdüm
kapıdan girdim ve kan beynime sıçradı
komaya giriyordum
uyku, kırıklık
hemşireye haber
laboranta haber
serum
acele serum
nabız elde
gözlerim kaydı

komadaydım artık
yapılacak hiçbir şey yok
bir saat önce olsaydı vardı
hatta yarım saat önce de olsa vardı
ama şimdi yok
iş işten geçmişti artık

en sıhhatli tahlil
en hassas steto
kalp, akciğer
vücudun tüm iç organlarının sesi
ne kadar zayıf
çırpınmalar, ağlamalar manasız
yenilenen serumlar faydasız
bana mısın demiyor

sabah olmuştu
hastalar, hastane
hatta bütün alem hafızamdan silinmişti
sadece ,yalnız bir ara hayal meyal hatırlıyordum
bağırıp - çağıran bir adam vardı
herhalde babamdı
sesi neden kesildi
şimdi neredeydi

zihnimde ki tek düşünce
çaresizliğim , yalvarma isteğim
koca koca proflar ve doçentler
sadece birkaç dakika baktılar
ne bir çift kelam...
başlarını salladılar belli belirsiz
sonra dönüp çıktılar

bir ses duydum gaipten
görünmez, bilinmez bir evrenden
cennet müjdesi gibi
latif mi latif
serin mi serin
nemli gözlerime bir parlaklık geldi
taptaze, dipdiriydim

dimdik duruyordum öylece
bekliyor
ne beklediğimi bilmiyordum
yüz hatlarım kasılmış
gözlerim kan çanağına dönmüştü

tek bir itişle damara girdi hemşire
doz
altıda bir
hayır, üç misli yapacak
o kadar hassas ilacı veriyordu ki damara

gözüm saatte
on dakika
hiçbir değişiklik yok
on beş
hala yok
ama olacak
olmalı.
umduğum için olmalı
ümitti bu

aniden kirpiklerimde belli belirsiz bir hareket
nefesim değişti
nabız mı
nabızda kuvvetlendi
gözlerimden iki damla yaş yuvarlandı

her yapılanı az buldu
minnet ve şükran ifadelerini
ne geçmiş olsun
ne gözün aydın
ne de tebrikler
hiç ama hiçbir şeye
kanmadı yüreğim

beynim bomboştu
bir boşlukta salınır gibiydim
ruhumda biçimsiz bir sessizlik
tüy gibi hafiftim
iyileşmiştim

kaderdi nihayet
ciğerlerime çok hafif bir esinti ilişti
ümit doldu
ümitler zaten ölmezdi ki
Allahtan ümit kesilmezdi ki

redfer