5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1652
Okunma

Kocaman bir dağ gibiydi yüreği
Dışardan bakıldığında
Görebilirdin gözlerindeki heybeti
Ağzını her açtığında
Yer yerinden oynardı
Sözlerin de bitimsiz volkanlar patlardı
Boyu uzun, ince idi bedeni
Siyah dalgalı, gür saçları vardı
Sakalları var mıydı hatırlamıyorum
Ama iri gözleri ürkütürdü beni
Adını hiç öğrenemedim
Yalnız...
Hem de, çok yalnız bir adamdı
Kale gibi sağlam, dersin ki taştan
Yok yok
Aslında hiç de öyle değildi
Yalnızlığı küskünlüğündendi belki
Hayat onada adil davranmamıştı belliki
O ki kucaklamıştı tek başına hayatı
Sert görünüşünün altında
Pamuk gibi bir yüreği vardı
Bakışlarında ki ateş öfkeden değil
Sevgiye hasret yangınlardı
Acımasız görünmeye çalışırken
Bir karıncayı bile incitemezdi
Sözlerindeki kabalık
Hassasiyetini gizlemek istediğindendi
Farkındaydı
Apansız çarpıyordu yüreği
Mağluptu
Ve yapacak çok daha önemli işleri vardı.
Vakitsiz
Yersiz, anlamsızdı bu sevgi
Sustu
Bir müddet kabul etmek istemedi
Çünkü sevmek kaybetmek demekti
Alışmak, özlemek, beklemek
Düşünmek ve yenilmekti
Belki kendine, belki de sevdiğine.
Ya sonra?
Kaybederse..yine
Bir kez daha kaldıramazdı bu acıyı
Evet mağlup olmayacaktı
Güçlü olmak zorundaydı
Yalnızdı
Ve yalnızlığa mahkûm olacaktı
Suçluydu
Hakkı yoktu biliyordu
Sevdiklerine hep acı vermişti
Bu yüzden sevmemeye yemin etmişti.
Sevemezdi
Sevmeyecekti
Ve sevdirmeyecekti kendini
Olanca gücüyle, kustu tüm öfkesini
Yenmeliydi bu aşkı
Ve kendisine karşı.. başlatmalıydı savaşı
Tüm silahlarını kuşandı
Yenmeye kararlıydı duygularını
Ve sonunda bir kez daha
.......’Muzaffer’di.......
Yürüdü ardına bakmadan.
Başı dik..onurlu..
Ama..çok...
....ama..çok..
Mağrur...
Ve bir okadar..gururlu..
........................................yalnızdı...ve...Adam’dı.
Adam gibi adamdı
(15 Mayıs 2008) ...
Emine Genç