11
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
485
Okunma

Üşümekliydi elleri ve fakat geçecekti, başka mekan var
Kıpırdamıyordu dudaklar ve belki de konuşmak istemiyor
Bir el değse omzuna hissetmiyor, bakışlarıysa öylesine
Ve biterken hengamesi bu büyük görevin, irkiliyor aniden
Neydi bütün bunlar, onca insan kalabalığı, kimi tanıdık
Bir çukurun etrafında döndü her şey, yürekte ince sızı
Gidenden ne ses ne seda var, biliyorum hakikatı artık.
Kürek sesleri bırakıvermiş kedini imamın kıraatiyle
Uhrevi kapıları açıveren ayetlerin derinliğinde
Bilemiyorum o da duyuyor mu, anlıyor mu bizleri
Yürümek istemiyor ayaklar, sanki çekilmiş canı
Diyorum ki bak, bir kez daha bak şu mezar taşına
Daha dün gülen yüz vardı ya, ta yürekten gülen
Büyükannendi o, uzanmış yatıyor ve sessizce
Açılmış kapıları onun, yolculuğu var bizden uzağa
Dünün gülümsemesini hatırlarken ben, dalmışım
Avuçlarım yükselmiş titreyerek göğe,duadayım
Hiç geçmeyecek derin izleri hayatımdan, yastayım.
Ne zaman geçsem bir mezarlıktan, ilk gelendir aklıma
Ellerinin sıcaklığı halen durur ıslak yanaklarımda
Bir Anadolu kadınını işgüzarı, her sahada maharetlisi
Bulup buluşturan ve hayata çeki düzen verenlerden
Maneviyatı çok yüksek, dua dökülürdü sıklıkla dilinden
Ve ben tam iki yıl unutamadım bu acı kaybı, yıkıldım
Henüz şimdilerde anlıyorum hayat neymiş, ne değilmiş
İnsanlar yine yanlışlarda ısrarlı, bu nasıl duruş, etkileniş
Oysa daha ne çok şey vardı paylaşacak, çıktı kısmetten
Kaderin ellerinde bizler sanki oyuncağız, bu cahillikten
Anlamı olacaksa günün, sevmek adına yapılır o düğün
Ve söyle ne ise alabildiğine, kucakla, koş koşabilirsin
Yaşamakta olanlarla birlikteyken, saklama hislerini
Her saklısında kalan söz, gün gelir de yakar içini.
Bu derin ızdırap, ne büyük ders ve ömürlük sürer
Bir çukurun etrafındaki hengame aniden başlar,
Ne olduğu bile anlaşılmaksızın hakim olan o sessizlik
Bizi düşünmeye sürüklemelidir, yeter artık bencillik.
Görünen hep aynı değil mi, her defin sonunda rutin
Daha soğumadan için acısı ve depreşirken kederin
Güne sarılmıştır kimileri, düşmüştür işinin peşine
Ölümü yok varsayan tuhaflıkla, giderler evlerine.
Nihayeti görerek ve içten de hissederek yaşanan
Bizlere niçin vermiyor duruşu, neyin hesabındayız
Yarını dahi garanti edemeyen şu hayatın içinde biz
Halen anlamsızca bir savruluşun, yıkımın içindeyiz.
Bıraktım bütün ihtirasımı, kalsın onca makam, mevki
İki güzel söz ettiysem, kırmadımsa kat-i bir kalbi
Tutabilmişsem uzanan eli, değebilmişsem hüzünde omza
İçten gelerek bir tebessümle katabilmişsem neşeyi
Varsın boş kalsın koltuklar, lüks ve onca şatavatlar
Bir çukur vardı ya hani, açılır kısa bir anda
Yutuverir apansızın, dönüşsüz sona girilir
İnsanları anlayamam, bilmem ki neye güvenir.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (11)