1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
505
Okunma

içimin karanlıkları dehlizlerinde,
bağrış çığrış yaralı yarasaları
ağırlar,
akar, coşar
y’üzer, çırpınır
kulaklarımda çakılı o son sözcük
harfi harfine bir fısıltıya saklanır
bölerim, çarparım
belirtili belirtisiz nesnel özneler,
savruldu savaşımdan ,
bir deli fişek sözcüsü,
sözü harf harf
taramakta,
her tarayış soğuk bir yeli dansa kaldırır,
valsin valsi buz kesiler bırakır
karanlığı içimi yurt eyler
içimi, içimin içinden titretir
mevsimlik işçiler dövünüp didinir
gün döner, sene biter
o son sözü ağıra ağır ağırlar
aydınlığın karanlığında
gündüzün gecesinde
baharın güzünde
tomurcukları kara dallarında
avutur,
bir otobüs karası görünür
sislerin arası, gölgenin gölgesi ,
perdenin perdesi,
yarası emanete bırakılmış
bavulsuz, paketsiz
gün mantolu,
anadan üryan yaralı sözler
düğmesi iliğinden düşer
mantosu dişiliğinden
içimin içi karanlığı deşer
bir ahh dökülür azı dişinden
mütemadiyen
iltihaplı bir acı,
gölgeli gölgesiz bir çenede
fısıltılar sözün boynunda
kasırgalar yarasa perdesinde
tiril tiril, titrer…
Sibel Karagöz
5.0
100% (4)