Dağlara Gitmeli
Bıktırdı bu metropol hayatlar bizi.
Al başını çık git! Şeytan diyor ki. At kendini ormanların derinliğine! Ağaçlarla, kuşlarla, paylaş derdini. Nehirler ırmaklar, duysun sesini. Şehrin sedasını , çığlıklarından. Sıra dağların Ayazmasından. Al başını şehirli dost! Var git doğaya! Bire bin verir o bereketlidir Sür şiirin fişengini namluya! At kendini doğaya hayat senindir. isyana ne gerek va tanrıya? Boşalt tüm kurşunlarını, Haksızlıklara! Mutluluk gördüğün yer değil , görmediğindir. Bir iki kafadar olmalı yalnız. Yanında samimi, sıcak bir nefes. Ya da bir yaren. Yürekten, candan, Bir bisiklet, bir kaç giysi, Bir tenceren, bir tavan. Bir de küçük karavan Varsa paran. Bozmalı bütünlüğünü orda sesiyle. Yalnızlığını, Suskunluğunu, Pür neşesiyle. Olmaz orada kimseyle kavgan Ne icra mahkeme ne de bir davan Al mutluluğunu git ! Çık şehrin bunaltıcı ruhundan Yıllarca kalmadı mı? Manisa da dağlarda Tarzan. Ömür dediğimiz şey, Kaç gün kaldı ki? Var git dostum! Biraz da orda oyalan. Bazan deniz, bazan, dağ, Ve yayla bazan. Sabah Muğla, öğlen Bodrum, Akşam Dalaman Sahil, sahil, Ova, ova Açılsın ufkun. Gelişsin, dünyan . Doğanın, toprağın Gücüne inan. Ne çarşı pazar olur, Ne kira derdi. Ne virüs, ne mikrop, ne de pandemi. Ne kredi kartı ne bilgisayar. Çok katlı yaşamlar, faturalar, korkular Kavgalar, savaşlar, anlaşmazlıklar. Trafik, kalabalık ve pahalılık. Maaşa yetmeyen şu kiracılık Kurtulmalı şehrin türbülansından. Azami lüksler , asgari yaşam, Biri yer, beşi bakar. Zengine ne gam! Her yerde fakirlik ve yoksulluklar. Bu nasıl bir tezat Bu naslıl zıtlık? Ülke de harp mi var ? Neden bu yokluk? Çaresiz insanlar Ve İnsancıklar. Tanrının cinayeti mi? Yoksa dünya ’da mı Başladı kıtlık? Nasıl kurtulcaz Biz bu çıkmazdan? Yıkılsın Dünya! Yıkılsın artık! Bu çağda ölüyorsa Açlıktan insan. Ekmek ler bozuldu Önce şehirde Katkılı gıdalar ve hastalıklar Modern yaşam, Bunalımlar psikologlar Faizciler, tefeciler , haramzadeler. Birine on katıp satan tüccarlar, Fakirin lokmasını hortumlayanlar, Haksız kazanç, ihaleler, rüşvetler. Yolsuzluklar, talanlar , . Stokçular, bankalar , bin bir yalanlar Yıklsın alayı! Neye yararlar? Ne dostluk ne vefa, eskisi gibi. Bir günah denizi bir şehri umman. Çarkında ömrümüz çiğnenip durur. Gömmeden öldürdü bu şehir bizi. Medcezir olup dalga misali, Tüm pisliğini sahile vurur. İnsanı desen tam bir oyuncu Yüzünde tebessümü dilinde zehri, Vefayı dostluğu rafa kaldırmış. Kibirden burnunu görmez gözleri Sanırsın küçük dağları kendi yaratmış. Ne akşamı kalır ne de sabahı Ele talkın verir kendisi Yutar salkımı Dilinden düşürmez selavatı Allahı Ah bu insan oğlu! Saysan; Saçının telinden, çoktur günahı Duymaksızın dünyanın acı halini. No mesaj, no telefon, no televizyon. Bir çadıra sığdırıp tüm yaşamını. Hissedip evreni Ay’ı Güneş’i Irmaklarla coş dağlara yaslan Yıldızlar olsun gece yorganın, Uyu özgürlüğünü kılcal damarlarında Rüzgarlarla savrul, Asumanla sevdalan. Cümle börtü böcek cümle canlılar Doğanın Kalbinde can bulur yaşar Bir ahenk içinde kendi halinde, İşkence oldu kentlerde yaşam Kendi tekniğinde yenildi insan Al tohumu kardeş var git köyüne. Köyünden iyi değil elin yabanı. Traktör yoksa da sür tarlaya kara sabanı Ülke fakirleşmiş insanları aç Anakucağıdır sinei toprak. Memleket senin eline muhtaç Abydr |
Çok güzel bir eser tebrik ederim hocam.
Selam ve saygı bırakıyorum buraya.