"Ununa söz söylemem,
Nimettir...
Lakin eleğini astığın duvarın yıkılsın...’’

SALLANA SALLANA

Aşkınla ben yandım dilerim sende,
Alev, alev yan sallan, sallana.
Köz, köz olsun tutuşsun her yanında,
Usul, usul sön sallana, sallana.

Ar etmezsin verdiğin azaplardan,
Çevirdiğin bin türlü dolaplardan,
Şu başıma ördüğün çoraplardan,
Kaçsın tek, tek din sallana, sallana.

Eziyet eder yüzüme bakarsın,
Kafir gibi boynuna haç takarsın,
Bir de Hak kitaptan açar okursun,
Elif, lam, mim, nun sallana, sallana.

İtimat olmaz aşkına, sevdana,
Sığmaz gibisin meskene, mekana,
Sarhoş olda iki öne, bir yana,
Yıkılasın sen sallana, sallana.

Aleme yaydın sanını, ününü,
Düğünle bayram ettin her gününü,
Gerçek yurduna varınca yönünü,
Beytullah’a dön sallana, sallana.

Yaktın, yıktın virane ettin beni,
Görmezden geldin yaralı sinemi,
Ben böyleyken gördüm zillerle seni,
Dans ederken dün sallana, sallana.

Vefa göstermezsin verdiğin ahte,
Belli sevginde, gülüşünde sahte,
Dünyadan göçerken dört kollu taht’a
Uzanarak bin sallana, sallana.

Uyan ölüm var bu dünyada uyan,
Çürür bedenin, olur gider ziyan,
İsterim delice hali perişan,
Arayasın yön sallana, sallana.

Bu dünyada yaşanmıyor ki sensiz,
Ettin beni sonunda arsız, yüzsüz,
Dilerim Allah’tan kendine mahsus,
Ver ecelsiz can sallana, sallana.

Bilirim gizli gülersin ardımdan,
Hiç anlamazsın halimden, derdimden,
Elinde masatla bıçak sırtımdan,
İstiyorsun gön sallana, sallana.

Ağıtlar yaksın dillerin, sözlerin,
Ağlamaktan kan dolsun gözlerin,
Dermansız kalsın da narin dizlerin,
İnleyerek çön sallana, sallana.

Gezmediğin ne Şam kalsın ne Halep,
Bütün anıların olsun bir serap,
Yaralansın göğsün de gelep, gelep,
Fışkırsın al kan sallana, sallana.

Sanki hudut yok gücüne, ferine,
Güvenin çoktur kendine serine,
Evinin üstünde baykuş yerine,
Ötsün tok bir çan sallana, sallana.
*
Muzaffer’im bu sevdadan yoruldum,
Dalgalı deniz gibiydim duruldum,
Cevr’inden,şerr’inden Hak’ka sarıldım,
Geçer gider gün sallana,sallana

Muzaffer Boz