PAZAR SOHBETLERİ 8
Halına bak halına
Ne olmuş şu halına Acımak mı lazım Acıtmak mı Aslında taşlamalı en irisinden Dağlar sevdalı kabrime Kanatmalı derin derin Kırmalı dağlı kor çivisinden Kızıl deniz boğulmuş yüreğimde Fokur fokur Atmalı ağları Bir sabah vakti erkenden Sarmalı bedenleri Duran her nabızda Bükülmeli bilekler Kapatmadan yarayı Neşterdeki parlak sahte yüzlere Dökmeli ruhunu maviliklere Sökmeli kirli sakallarından Şu yazğılı duvarların karasından Bakıyorum Bakma Göremezsin Pasaklı bakışlarda dikiş tutmaz çehremde Uzağımsın başka bir âlem kadar Bir kedininin renkli yumağında yuvarlanan Dünyam Kırılan kalemimsin Oyalanıyorum âvâre ellerinde Tuzağımsın boyalı bahçelerinde Yurdu viran harebede Çiçekleri solgun Bezgin ayaklarına takılı İpliği kaçık ömrümden sende yuvarlan Küstüm Düştün Düşün düştüm Bir uçurumun dibinden İndim yola bir gece vakti Üzğünüm Düşümdün Düşkündüm Ağlıyorum Kayıp giden kaldırım taşlarınca İçime attıkça Batıyorum hayata gövdem bi dünya Bütün yıldızlar döküldü yerlere Gözüm , önümde koşan ölülerde Yağmurlarda ıslak küflü araflarda Altın kanatlı kelebekler kanat vuruyor Ateş böceği yanığı gönlümde Kan kırmızı yediverenler ciğerimde Kanı kuruyor vakitlerin ölüyor zaman ... Delik deşik avuçlarımda suretlerin Gül kokuları yayılıyor geceye Korkular dikenlerde serpiliyor Boy veriyor Sözüm Nerdesin Sözlerin kıraç toprağında Mümbit bir ulu çınar Her yaprağında Damarlarında Közlü özüm Arkalarında ben Ensemde ecel Aralarda kaldım Nerdesin Tezgel Yürüyorum yollarda Yabancı kollarda Kentin yorğun tozları havalanıyor Öksürüyorum hırıltılarda Dökülüyor canım parça parça yellere Kül olmuş kokularım Korkularımda sen Kaldırımda köpek Yolda ben Ölüm korularından geçerken İki çift gözdü beni kesen Sinsi tebessümler döküldü ortalığa Siyaha boyanıyor geceler Kanı çekilmiş dizelerde Terki can ediyor tüm heceler Aşk bir ölüm şekilsiz Sen benli Bensiz Köşesiz Kimsesiz Sessiz sedasız lâl bir ecel gibi Bir gece vakti Belki Güneşsiz bir şafak ahdi Kimbilir Sen düşün Sen düştün Düşümdün Düştün Tepemde korkak güneşimdin Buza kestin bir bıçak gibi Ben bilirim Hazan sarısı sürünmüş teninde Kuruyan bedenimde Kurşunumdun Dokuz canımda doksan dokuz yaram Kalbimde inleyenimdin artık sustuysan Başka yok Senden başka yok Sende öldürdüysen Kimsin sen Kaldırdım ayağımı Hırlı bir hırsız gibi Zinciri kırılmış bir hırsla Topuğumu batırdım yollara Ağladı dağlar Yıkıldı kent Kaldırımda ben yürüyordum Yolda köpek Çırak Ça / İbrahim YETGİNDAĞ |