0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
864
Okunma
bu duru gölde kırgınlığı bulanıklık
gitmek zaruri bazen süreliğine
izninizle geçebilirim uzağıma
infak etmenin eti, kemiği
titreşimsiz gülümseyiniz efendim
yaslı bir boydur yüzünü aşacağım
boyunlar kırık dallardır biraz
yarına dokunun avuçlar aşınmaz
kaldırın kollarınızı geçitli dağlar gibi
denmese de bişey kanatlanır yelkenler
yürür gidilir aramızdan düşüncemize
sevda aşını yudumlayan ayaklar
illa bir gece bir siyah saça
dolunay fısıltısı tokalamak değil mecburiyetiniz
gözleriniz demese de olur
kuyulardan çekilip gelmedim
bilmem sarhoşluğun dudağında ki ıslaklığı
yağmurlar çiseler, topraklar uyanır
filizden bir imanın yaprakları
paslı parmaklardan göğe uzanır
hatırlarım sonsuz özgürlüğün
bir olana kulluk olduğunu
bilirsiniz gölün durulduğunu, duvarların yıkılıp
gitmek çoğu barışmaktır efendim
izinlerimizle sarılabiliriz uzaklarımıza
şimdi
5.0
100% (4)