![]() vaveylayüzümü gömüp küçük bir çocuğun avuçlarına bedem çiçekleri açtıracağım toprağın kızıl yangınlarında I. doğmadan şehrin kalabalığına güneş çeliğe su veren elleri üşümeden işçinin karanlık zırhını kuşanmadan düş tacirleri minarelerden yükselen seslere aldırış etmeden insanlar soğuk suların kahrıyla büyüyen kardelenler vişne çürüğü düşlerde hırpalanmış adamların sırrını dökmeden ortalığa sarsılmaz bir gerçekle anlatmak istiyorum kahrımı dilime pelesenk ettiğim günleri II. daha ben doğmadan ölen babamla annemin karın boşluğuna sinen sancısını dinlerdim üşümüş serçe kuşlarına benziyordu kalbi kimliğinde recm"edilmiş bir kadın çığlığı saçlarının kızılı yangın olurdu yarına yokluğunu tavaf ettiğim mutluluk gri masalların vaveylasından başka bir şey değildi III. korkulardaydım tebdil kıyafet geziyordum şehrin sokaklarında boklu çaputlarını atacaklardı gördükleri yerde bir nefes kadar yakındı ölüm seziyordum ne ekmeğini paylaşacak dostum ne düşmanımdan koruyacak mağaram vardı tamah etmedim soğana, sarmısağa, bıldırcın etine düşlerimde büyüttüğüm kadınları ilah etmedim kendime teni kayısı sarılığındayken öptüğüm kızlar terli yataklarından dağılan kokulara aldırmadan göğsümdeki cehenneme çakıllar döktüler seviştiğim her kadın korkak bir Havva içinde kaybolduğum her girdap soluğumu kesti . IV ölü uykulardan telaşla uyandığım sabahlar mazot kokardı korkularım göğsümde çırpınan güvercin ölürdü toprağın kızıl yangınlarına bir tohum olarak düşerdim bağırırdım kalbime her çentik atışında ~~~bahara taze badem çiçeklerim var ~~~~ |