Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
UlaşBaşarGezgin
UlaşBaşarGezgin

Bu Düzayak Bataklıkta

Yorum

Bu Düzayak Bataklıkta

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

432

Okunma

Bu Düzayak Bataklıkta

İnsanlar İstanbul’da ya ölüdür yatar serviler altında,
Ya da ölü gibi yaşar, ulaşmak için bir an önce servi altına.
Yeşili yattığında görür, ondan güç alır, üstünden yükselir.
Griyle yaşar onyıllarca, yıldızlı bir geceye muhtaç.

Ama herkesin bir sabrı var, bir bam teli var; “yok o kadar da” dediği.
Ama herkesin bir kredi kartı var, bolca borç birikmiş,
Çocuğun okul masrafları ve konut kredisi, araba ödemeleri, eşya taksidi.
Ölene kadar satılmış, ürettiğimiz üreteceğimiz tüm değerler
Ve sürmesine izin verdiğimiz tüm değersizlikler.
“Evet efendim sepet efendim”in vakıf diline çevirisi,
Kışla diline, fabrika diline; salamura yapılmış bir yaşam bu, “kızlı-erkekli”.

Bunun için, bekliyoruz mezarlığın kapısında; okul ile serviler arasında;
Bir beton gökyüzüne çakmışlar adlarımızı; donmuş, alçıda adımları,
Bizden önce yol alanların; biz de bırakıyoruz adımlarımızı bizden sonrasına...

Şimdi gökyüzüne şimşeklerin açtığı yarıklardan düşen nar taneleri,
Çetin ceviz bir kuşağı müjdeler gibi, dönüyor başımızda,
Kanı yerde kalmaz elbette Anadolu leoparının bile. “Kimsesi var kimsesizin de”.

Suya ve gaza hasret değildir onlar; ancak, faturası kesilen bu güzellikler,
Bedavaya sunuluyorsa; bir bilene sormalı; nereden gelir kaynağı; vergilerden mi?
Bizi bizden aldığı parayla döven tüm o mancınıklara gelsin bundan sonraki seferberlik türküleri.

“Ancak mezarınız olacaksa koruyabiliriz bu yeşil alanları” diyorlar belli,
Belli bu evlendirme dairelerini, “uzak dursun” kulelerini, oturma odalarını, kanepeleri.
Mezbaha, hapishane, kışla, kontrol merkezi gibi yapılarda sanatkarane duyarlılıkları besbelli.

Hangi üste yakışır böyle kuşak,“benim gibi üç çocuk”; “senin gibi üç baba”; “onun gibi üç dede”
Hangi metroyla gidilir bir kentin karaktersizliğine ve onu yönetenlerin...
Hangi dikenli meyve yeşerecek tüm o yaktığınız tarlalardan, nadas değil bu sizinki...

İnsanlar İstanbul’da ya ölüdür yatar serviler altında,
Ya da ölü gibi yaşar, ulaşmak için bir an önce servi altına.
Aslında, İstanbul da ölür gerekirse, üstüne gitmeyelim isterseniz fazla.
Kendi mezarınızı kazıyorsunuz zaten, bu düzayak bataklıkta.


4-5 Kasım 2013, Acıbadem, Karaköy ve Kartal


Kaynak: Gezgin, U.B. (2017). Öyküleriyle Gittiler Yine: Seçme Şiirler (2012-2017) [They Left with Their Stories Again: Selected Poetry].

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Bu düzayak bataklıkta Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bu düzayak bataklıkta şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bu Düzayak Bataklıkta şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL