2
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1007
Okunma

dilimin ucunda devrik cümlelerle
kendime bile anlatamadığım kocaman boşluk
teee içerlerimde
içten içe içerliyorum
derinden bir sızı
hırsız bir rüzgăr gibi sızmış ciğerlerime
ciğerlerim alev alev
dolup dolup taşıyor gözbebeklerim z’amansız
birdenbire doğmuşum günün birinde
ne vardı bu dünya için acele edecek çocuk diyorum
içimdeki kırgın sesle
boylu boyunca ağlıyorum
yürüyorum kırlarda
dört yapraklı yoncanın yazgısını arıyorum
avutmak için kendimi
ama nâfile
ıssız bir çölde susuz kalmışım günlerce
kavrulmuş bedenim
tuşlara basamaz olmuşum
zaten şair de değilim
kalemimi şahlandırıp
konuşturamıyorum öksüz ve yetim cümleleri
sadece sayıklıyorum
gecenin sabahı giyinmemiş efkăr dağıtan saatinde
gidip gidip geliyorum
yaşamakla nefessiz kalmanın kısır döngüsünde
epey vakit oldu babamı da görmüyorum düşlerimde
küs müyüz yoksa baba diye bas bas bağırıyorum
in cin top oynarken gurbetin derbeder sokaklarında
annem ne güzel konuşup , gülümsüyor rüyalarımın cennetinde
onu görünce güller açıyor yüzümde
sonra uyanıyorum sen yoksun
kırılıyor kolum kanadım
sevgi bahçeme yaşam serpiştiremiyorum
oysa ki, gözlerim senden yadigârdı bana
hani beni hiç sensiz bırakmyacaktın baba?
âhhh kendini çok seven kendim
nerdesin?
seni deliler gibi özledim
aynada gördüğüm yüz bile yabancı
acıdan bir çehre klonlanmış
bir tek tebessümü çok görmüşler benliğime
g ü l e m i y o r u m
hadi aşk tut ellerimin kederinden
bırak onu bunu sorgulamayı
ölüyorum diyorum sana
ölüyorum
uyan
duymuyor musun?
âhhh aşk itiraf ediyorum işte
bu yolcu gemisinde
ben sensiz bile
ölemiyorum
ö l e m i y o r u m ....
nagişce
(Belki de son şiirimdir yüreğimden dökülen)