4
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
781
Okunma

artık hiç tanıyamadığım bir kentin ücra sokaklarında
geniş tanımlı işsizliğimi gezdiriyorum şu sıra
bende sabır dünya gibi
oysa bir yerlere yetişme telaşında
farkındasızlıklarının yarattığı dünyalarına
boş gözlerle bakan sabırsız
sayısız insanın
belli belirsiz gölgeleri
sağımda solumda
bir o yana bir bu yana gitme çabasıyla
ruhlarının karanlığında nafile arayışlarda
mutlu hayaller kurmaktan
çoktandır vazgeçmişliklere tutunmaya çalışan ruhlardan
benliğine farklı galaksilerdeki yıldızlar kadar uzak kalmışlıklar
ışıksız gecelerin gölgeleri halinde
gün ışığına dahi karanlığı devşirmekte
gündüzler bu yüzden unutulmuş
gece hükmünü sürmekte
kim olduğunu
ne olduğunu
var oluşunun nedenini
bütün ihtimal hesaplarıyla
merak etmemiş
sorgulamamış
ve dolayısıyla da
hiç öğrenmemiş olmanın kayıtsızlığında
kendi hiçliğinde kayboluşlar arasında
geniş tanımlı işsizliğimle
aylak aylak dolaşıyorum işte
şimdilerdeki moda tabiriyle
-kendi düşen ağlamaz- mış ağlamasına da
geçmiş olsun artık
ağlamak
gülmek
sevinç ya da keder gibi duygular için bile
bir beden ve bir de ruh gerekirdi insana …
Mert Yiğitcan
16 Ağustos 2022 / istanbul