Milyonlar arasında yalnızlığı yaşarken
Yalnızken milyonlar arasında dolaşıyormuşcasına kanatlanırım.
Uçarım gökyüzünde deniz maviliğini seyrederek.
Aşarım başı karlı dağları okyanuslar ötesine
Bir şehrin hasretini içime çekerek.
Zaman ötesinden gelir kokusu
Delerim atmosferi karışırım dünya dışı varlıklara.
Oradadır uzay gemileriyle keşfe çıkanlar.
Kara deliğin kara kuyusundan dönenler.
Saman yolunda yıldızları ehlileştirmekle yükümlü kahinler.
Yedi boyutlu kainatın yedinci katındaki avcılar.
Koyarım küremi önüme girerim hikaye içindeki hikayeme.
Yazılacak olan hikayelerdir bunlar
Sıra sıra dizilmiş olan.
Bir adaya odaklanırım sakince başımı dinleyecek.
Dünya dertlerinden,ahiret sorgusundan uzakta.
Küçük bir kulübenin varlığına kanaat edercesine.
İstemem şatafatlı saraylar içlerine kan kokusu sinmiş.
Cennetimdir benim kulübem der alırım defteri kalemi.
Başlarım sıraya girmiş olan hikayelerimin yazımına.
Öylesine uzundurki bu hikayeler
Dolasam dünyanın beline kuşak niyetine,
Otuz tur attırırım başladığım noktaya dönene kadar.
Hayvanlar aleminden böcekler dünyasına
Köpek balıklarından balinalara.
Yunuslardan deniz aslanlarına kadar ne varsa.
Yazarım sonsuza akan zaman içinde.
Gelir bir gün uzay gemisiyle film yapımcıları,
Senaristler,kameramanlar,set işçileri.
Taşırım satır satır gözlerim kan çanağına dönene kadar
Yazdığım gözyaşlarımı katık yaptığım ürünlerimi.
Bir film stüdyosuna.
Başlatırım milyon yıllar ötesine akıp gidecek
Zaman takviminin son halkasını.
Her ne kadar yaşasamda kalabalıklar arasında,
Veya yalnız olduğum anlarda,
İşte böylesine zengin,böylesine görkemli bir dünyadır benim yaşamım.
Canım sıkılıyor
Yada ben ne yapacağım,
Şimdi ne olacak diye endişeye kapılmak
Bunun gibi terimlere yer yoktur bu dünyada.
Bu dünyada üretmek,iş yapmak vardır.
Bu dünyada koşmak vardır hemde depar atarcasına.
Mukayese yada dedikoduya yer yoktur bu dünyada.
Kendi halinde kendi kaderinin yaşandığı bir dünya.