3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1317
Okunma
sana dair şiirler asıyorum zamanın ipine
kurşun öpüşlü kalemi tutarken elim
ışığı sarıya matem lambanın etrafında dönüp duran
kozasını terkederken kanadını unutmuş kelebekler gibiyim
şimdi diyorum
sahillerine gelişlerinden düşler yapıştıracağım
deniz olmalıydı bu şehirde
deniz olmalı ki tenine tuz kokusu yaysın ellerim
aşağılanmış dilencilerin kurulduğu köşe başlarına
künyemizin yazılmasını düşlüyorum geceleri
hani sen ve ben gibi
ellerine kına yakılmış düğün halaylarının
sarhoş naralarına bulanmış karanlık yürüyüşlerin
hikayelerine baş kahraman olarak
ikimizi gösteriyorum
oysa ikimizde korkarız karanlıktan
olsun çekinme gelirken anlat beni kendine yeniden
nerde beklediğimi gösterir hangi acıya sorsan
bütün kahramanları tanırdım çok eskiden
ve tanımlayabilirdim yaşamı sen yokken
gelmişi ve geçmişi karabilirdim yaşamın avucunda
tanımlar kuramlar atabilirdim ortalığa yığınla
oysa fırtınam diniyor eteklerine çarpan rüzgarla
sahnede sadece aşk var
ve de soytarısı zaman
her gördüğü hikayede düğmesini ilikleyen
ezeli ve ebedi yan cebinde barındıran
sana dair hikayeler anlatmak düşüyor perdede bana
ikimize geç kaldığım yazıyor ana fikirde
ama sevin
dünyanın sönüşüyle bitiyor aşkımız
korkma en azından o ana kadar varız
.................................z.ersoy