asafça sonrası (ı)yüreğim yanardağ ağzı korkmadan giriyorum içerine suluyorum her gece gamzelerimin içine gizlediğin gölgelerini en çok nefeslerinde ararken kendimi gülüş’lerinden bile kıskanırdım seni iri yeşil zeytinleri anımsatan bakışlarındaki günahkâr ve sevapkâr davetiyelere yüzerken günahlarımı sevaplarının üzerine örtüşlerimin daima kazananıdır teninin kuytuluklarına güneşi vuran yüreğin seyrederken heykeltıraş ile ressamların nafile çabalarını edepsiz hallerini ölümsüzleştirmek için en çok kahkahanı çizerdim göğün esir bulutlarına avuçlarımda mavilikler bandırı bandırıverirdin beni kendine ve bir bakardım göz bebeklerinin aynasına tamamen sen ne kadar çok hasret gemilerini tutuşturup gemilerimi yaktırırdın mutluluk limanına demir atmışlığımda (her kadın için yarıda kalmış ya da tamamlanmış mutlu ya da mutsuz sonla biten yazılmış en az bir roman vardır) halbuki bir bakışıyla şairler yaratan aşkı tutkuyu sevgiyi ateşi alevi sonuna kadar yaka tutuştura yaşatıp zirvelerden zirvelere savuran bazı kadınlar vardır sen gibi ne tanrı kalmıştır zihnimin köşelerinde ne melekler barınabilmiştir ne ahlâk ne insanlar ne de sözcüklerin aralarına girmeye çabalayan virgüller ünlemler soru işaretleri koyduğum noktalar bile yıkılmıştır birer birer şiirlerim önüne serili ben’ler şair mi kadın’ını ölümsüzleştirir yoksa kadın mı şair’ini sorusu senden öncesine ait bir anı olarak kalmıştır ölümsüzlüğün düş’lerimde bensiz sen kendime kestiğim en büyük fatura ve ödüyorum acı’larına tutunarak ah olric nasıl da özletti kendini değil mi o ersin başeğmez 13 mayıs 2022 15:21 _izmir çaysız_şekersiz ve bademsiz Not: Şiirimi, güne seçen seçki kuruluna; zaman ayırıp okuyan, beğenen veya beğenip yorum bırakan tüm şair/yazar dostlarıma çok çok teşekkür ederim. |