1
Yorum
14
Beğeni
4,9
Puan
440
Okunma
Benim dinim ırkım rengim yaşama felsefem sevgidir
Kırk bir asır bakırı kokan toprak misali gördüğümün üstünü örten yine o saf toprağım
Koynumda ne aşklar yeserdi çölün ortasında
Ruhumda cellatlar budadı göğün damarlarını
Gözlerimde kaç asi kısrak düştü uçurumun dibine
Pörsümüş göğsülerimde kaç mülteci çocuk yitirdim
Yüreğimdeki aşklarımı sevdalarımı bedenimin toprağına ektim
Suyatağına sıgmayan dicleyim çağlaya çağlaya akarım
Mezapotamyanın rahmine
Fıratın saçılmış tohumlarına parmak uçlarımdan damıtırım aşkın tılsımını
Usul usul okşarım nayif buğday filizlerini
Beşikler sallarım bir birine hasret botanla cudi arasında
Doğmamış bebekler emzirdim bereketli göğüslerimde
Feqiye teyranin destan bağladığı kuşların kanadına
Dengebejlerin diyardan diyara gezdirdiği agıtlara
Dağlı çobanların efsunlu destanlarına
Açtım yüregimin kaplarını
Kırk bir asır yaşadıklarım içimde birikmiş bir yanar dağ
Zulümün elleri bir sabah ansızın derin uykudaki lavlarımı uyandırdı
Ruhumun can bulduğu bütün canlıları ve ruh eşimi yaktım
Benden geriye kalan Külleri topladım
Ellerim yandı ciğerim döküldü
Mezapotamyanın topraklarına savurdum
Çekin fıratın önündeki dikili kayalıkları
Küllerimi savurduğum topraklara can suyu
Renğa renk çiçekler acar
Arılar sır içinde polen derer
Ruhum kanatlarından öper
Çeltik tarlalarında reçberlerin alin teri damla damla dökülsün varlığımın coğrafyasına
5.0
88% (7)
4.0
12% (1)