32
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2155
Okunma

yoksul ellerimde paslı kelepçeler
boyun eğdiğim kaderim...
...bahar kokusundan kış ayazına,
Şehrazat!
şehr-i azat
bin bir gece masalım benim...
...yalnız kalmış oyunlarım,
güz hüznü düşmüş oyuncaklarımda aklım,
büyüyen tek şey gözlerim inan
Şehrazat!
şehr-i azat
bin bir gece masalım...
Nostaljik tramvayda
banliyo çocuğu gibi
kimse sevmez ikindide yanan mumu...
mum yakan ellerin,
beni yakan ellerin...
ellerin masaldır senin
Şehrazat!
şehr-i azat!
kaybettiğim onca oyundan sonra,
bu öksüz şehrin meydanlarında
ben bir başına,
hayatın mızık/acı/sı...
gözlerime değen bin bir gece masalım!...
...kış ateşi
memnu meyve
ah gözlerin...
aslında en karışık oyundur saklambaç
ben sesli sesli sayarken duvar kenarında
kaçmaları düşlerim uçurtmalarla...
anla,
şirazeden çıkmış zihnim...
...kırlangıçlar ve turnalardan önce,
insanlar küfrederken arabalara
ve kimsecikler duymamışken adını,
bu donuk şehrin esir kadını
ağlarken masalsız çocukla sokakta
ver elini...
ellerin Şehrazat,
ellerin masaldır senin
ağustos güneşi yakmış
gece dokunmuş...
çok şey değil istediğim
Şehrazat...
şehr-i azat...
bin bir gece masalım benim...