eski bir şarkı açtım radyodan eskimeyen yanlarıma aynı şarkı gülüyordu yüzüme hep aynı yerde aynı turnanın kanadında içimiz. "küçük bir pervane" insan gibiydim insan gibi üzülüyordum sonra birden bir şey oldu onu aradım. içimdeki coşkuyu çok kalabalıktı olduğu yer beni duyacak gibi görünmüyordu indirdim perdeleri orkidenin yerini değiştirdim çileli bir mutfak insanı ocakta unutulan bahtsız bir üzüntüydüm aynalar yalan söylemiyorsa dudağımın kenarındaki kıvrımlar çoğalıyor saçlarım kulağımın arkasına bir fısıltı bırakıyordu gülümsedim dünden eser kalmayıncaya kadar gülümsedim bir koridor seçtim kendime süslü bir duvar yerinde duramayan ayaklarıma sonra radyodan gelen sese baktım bir sürü telaşım olmuştu bir sürü derdim onu aradım. içimdeki yorgunluğu en kalabalık anıydı yine hep sonraya sonrasına yakalanmıştım gülümsemek için bir neden arıyordum kendime kapıları kilitledim gardırobu açtım en yapraklı elbisemi seçtim kahkaha atıyordu yüzüme gülen en son şeydi belki de
bir son hazırlığı vardı kapıda ilk önce radyoyu sonra da kendimi kapattım .
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kendi içindeki kaybolmuşluğu ve içinde boğulduğu hüznü bile, bir çok şairin aksine; kendini paralamadan, yerden yere vurmadan, kırıp dökmeden, yine kendi içinde çözümlemiş bir şiir var karşımızda...
Çok da başarılıyla tamamlamış görevini ki bizi içine çekip, kendimizden bir şeyler bulmuşsuz...
Dışarıdan bakınca hepimiz tekilliz ama içimizde onlar, yüzler yaşar. Bir de ömür boyu bize eşlik eden duygular. Ki çoğu yarı yolda bırakır bizi, bizim yaşımız çoğaldıkça onlar azalır. Bu coşku da olabilir, pozitif enerji de, çok sıradan şeylere gülenblimek de... Saymakla bitmez. Çoğunun yokluğunun farkına bile varamayız zaman içinde.
Ama kimisini çok özleriz farkında olmadan. Hatta özlemekten daha çok ihtiyaç duymaktır aslında bu... Ve o ve diğer görünmeyenler hep aynı yerdedir de zaman içinde üst üste gelen etkenler nedeniyle gittikçe dibe batarlar. Biliriz orada bir yerlerde ama göstermez kendini. Ya da biz yerini unutmuşuzdur.
Hatta çoğu zaman başkalarıyla ortak anlarda yaşanan ama yansıması kişisel olan...
Bitirirken beni yanlış anlamayacağınıza inanarak (amacım kıyaslama yapmak değildir) şunu ifade etmek isterim ki; Nilgün Marmara okusaydı bu şiirin şairini alnından öperdi. Çünkü onun şiirleri gibi duru ve kişiye özel anlatımınız var.
bugün. hüznün yanında. aynı zamanda mahcup olma günüm. ne diyeceğimi bilemiyorum. bu şiirin asıl ismi "son gibi ama değil" di neden bunu söylediğimi kendime bile açıklayamıyorum şuan. neyse. hani Nilgün Marmara demişsiniz ya. onur duyarım zira mutlu olmaktan başka ne düşünebilir ki insan.
siz de kalbine inmişsiniz şiirin değer katmışsınız çok teşekkür ederim saygılar
bugün. hüznün yanında. aynı zamanda mahcup olma günüm. ne diyeceğimi bilemiyorum. bu şiirin asıl ismi "son gibi ama değil" di neden bunu söylediğimi kendime bile açıklayamıyorum şuan. neyse. hani Nilgün Marmara demişsiniz ya. onur duyarım zira mutlu olmaktan başka ne düşünebilir ki insan.
siz de kalbine inmişsiniz şiirin değer katmışsınız çok teşekkür ederim saygılar
" eski bir şarkı açtım radyodan eskimeyen yanlarıma "
Şiirimiz girişte olması gereken, sonradan geleceklere hazır olun der gibi karakteristik bir yapıyla kapısını açmış okuruna.
Sonrasında şarkının götürmesini istediği, kendinden bir şeyler bulabileceği umuduyla değişik duraklara uğramış. Anılar kervanına yolculukta bu duraklar boyu devam etmiş.
Önce şiir coşkuyu aramış ancak geçmişten kendisine gelebilecek bir coşkuya ulaşamamış o kadar kalabalıkmış ki sesini duyuramamış. Buna olumlu yanından bakmak istersek, geçmişte coşkunun çok olduğu kanaatine ulaşabiliriz.
Ya da olumsuz tarafına dokunursak, kalabalıklar içinde kalmış coşku kendinden o kadar uzak ki sadece kelime olarak kalmış diyebiliriz. Ve en çok sarsan kısıma geliyoruz ki şiir öznesi, coşkuya ulaşamamaya verdiği tepki gülümsemek oluyor.
Üstelik bunu yılların getirdiği bir alışkanlık gibi hiç yadsımadan yapıyor. Üzüntünün bedenleşmiş hali gibi görerek kendini. Ben buyum işte ne bekliyorsun der gibi kendi kendine içsel bir telkin veriyor yapay gülümsemeyle sanki.
Şiir boyu duraklarında sonra yorgunluk durağına ulaşıyoruz. Şiir öznesi yıllarca kendisini yoranları, yorgunlarını arıyordu. Onları da tıpkı coşkuyu bulduğu gibi kalabalık gördü. Burada her ikisinin aynı dille aynı benzetmeyle şiirde anılması biraz tezatlık gelse de.... boşlukta olmanın kesin olarak anlatılması isteniyorsa isabetli gördüğümü de söylemek isterim.
Ve final kısmı eşyanın kişiselleştirmesiyle ( Çiçekli elbise ) içi yangın yeri dışı çağlayan köpüren insan halinin ne kadar doğal bir sonuç olduğunu ispatlarcasına ağır duygu seliyle şiirin öznesi kelime olarak da anlam olarak kapılarını kapatıyor.
Şiirdeki anlamsal bütünlük şiirin biçimsel bütünlüğüyle öyle güzel işlemiş ki. Hiçbir yerde kopukluk göremiyoruz. Radyonun açılmasıyla başlayan anılara yolculuk, içsel acının adım adım yürünmesiyle ve kendini bulmasıyla noktalanıyor.
Yine her yönüyle etkili ve nitelikli bir eser okudum. Yetkin kaleminizi canı gönülden kutluyorum değerli şairim. Kusura bakmayın tutamadım kendimi yine açıldıkça açıldım şiir karşısında.
Teşekkürler paylaşıma. Tebriklerim yetkin kaleminize ve yetkin yüreğinizedir. Selam, sevgi ve saygımla.
İnanın ben de çok duygulandım. Sanırım aynaya bakmak gibiydi şiirinizi okumak. Her kelimenin altını kazdıkça kendinden bir parçaya ulaşmak, acıttığı kadar biraz bencillik gibi görünebilir belki ama demek ki yalnız değilmişim gibi bir hissi de yaşatıyor. Yürek sesiniz daim olsun.
hadi bana anlat deseniz böyle anlatamazdım inanın. sizin gibi değerli bir insandan bunları duymak ciddi mutluluk. siz böyle anlattıkça. indikçe derinlerine şiirin duygulanmadım desem yalan olur.
çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için 🙏 sevgi ve selamlarımla .
İnanın ben de çok duygulandım. Sanırım aynaya bakmak gibiydi şiirinizi okumak. Her kelimenin altını kazdıkça kendinden bir parçaya ulaşmak, acıttığı kadar biraz bencillik gibi görünebilir belki ama demek ki yalnız değilmişim gibi bir hissi de yaşatıyor. Yürek sesiniz daim olsun.
hadi bana anlat deseniz böyle anlatamazdım inanın. sizin gibi değerli bir insandan bunları duymak ciddi mutluluk. siz böyle anlattıkça. indikçe derinlerine şiirin duygulanmadım desem yalan olur.
çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için 🙏 sevgi ve selamlarımla .
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.