17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1339
Okunma

şakaklarından sıyrılıyorum attığın ter ile
şah damarından da yakın olanı
-kıskanıyorum-
benden daha çok seviyor diye
oysa ki ben öğretmişken sana
her hece/de
dil /de
ve beden/de
aşkın bin türlü ibadetini
-sev beni-
ilk emri ile kutsuyorum
cemre gibi düştüğüm dudaklarını
dizlerinin bağı bağlıyor
bana geldiğin acılı yolu
bir mum yakıp dindiriyorsun ruhunun isyanını
ellerini bana aç diyorum
göğsünde usulca yerimi alırken
ellerini bana aç
gözyaşlarınla iniyorum bir kandil akşamı
dünyanın merkezine
kandilin az ışığı yayılıyor sevdanın sokağına
ne zahmet ettin ki
ışıksız da bulurdum seni
ebruli düşlerimin renk yorgunu oluyorsun
sulu boya tablolarda ki ressam imzaları gibi
kayboluyorsun hayatımdan
yüzümde bıraktığın son akşam yemeği resmediliyor
ihanetinin belgesi olarak
oysa ki bende biliyordum bunu
bir sır gibi saklamak istiyorum
sana şah damarından da yakın olana
-duyurmadan-
tüm sorgularda inkar ediyorum sensizliği
ihbar eden gamzelerinde yerim olsun diye
inkar ediyorum
beni böyle sevme dediğin gerçeği çıkıyor
yedi kat arşa
her katta
kat be kat artıyor yokluğun
oysa bendim tövbelerin bozulsun diye bulduğun
günahlarına yazılmışım bir kere senin
ne kadar dua etsen de
benim senin cennetin
bir de cehennemin...
alicengizoyunu
(hiç yolu yok yakacağız...sonra yanacağız...)