0
Yorum
4
Beğeni
4,7
Puan
490
Okunma
Yağmurlu bir gün ve gök kubbe, olacakları önceden biliyormuş gibi, damla-damla gözyaşı döküyor...
Genç bir subay hayat arkadaşını bulmuş mutlu, çünkü orduevinde onunla düğün ediyor...
Orduevinin duvarları çalınan yüksek sesli müzikten ve çalıp oynayanlardan sanki tempo tutmuş gibi, şakır şakır
titriyor...
Orduevinin kapısındaki Mehmetçiğin derdi başka, nöbet tutuyor ve teskereye gün sayıyor...
Mehmetçik Mehmet, bir taraftan yavuklusunu hatırlamış, hayalinde ona şanlı-şerefli bir düğün yapıyor;
Bir taraftan da, kapının önünde birikmiş başı örtülü kadınları içeriye sokmama yasağını uyguluyor,
Damat olan genç subay, şaşkın şaşkın etrafına bakıyor ve yalancı gülücüklerini etrafına dağıtıyor,
Ciğerleri parçalanmış gibi ve yuvasından fırlamış gözlerle, ara sıra kaçamak yapıp dış kapıya göz atıyor..
Gelinin ve damadın başı örtülü anne ve akrabaları, ara sıra açılan dış kapıdan içeriye bakıyor.
Başları örtülü diye içeriye alınmamalarının ağır faturasını, yağan yağmurla ritim tutmuş gibi, göz pınarlarından sel
akıtıyor...
Düğün, böyle başlayıp ve böylece sürüp, “LAİK DÜĞÜNÜ” olarak böylece bitip gidiyor..
Ve böylece, yirminci asrın son çeyreğinde; “İrtica, bir defa daha engelleniyor ve vatan bir defa daha kurtuluyor!..
“laik ( veya laikçi) bazı kişilerin namusu!..” İRTİCACILARIN ELİNDEN, BİR DEFA DAHA böylece kurtuluyor;
Herkes, kendi vicdanı ile baş başa kalarak.. evine doğru; kimi neş’eli, kimi üzgün dönüyor...
SUBAY ORDU EVİNDE DÜĞÜN
ŞİİR NO: 121 25-12-2008
Gelin, düğününde gözleri nemli,
Şimdi; hem çok mutlu, hem çok kederli;
Gök; bunu biliyor, önceden belli,
Gökler de ağlıyor, yağmur temelli...
Nöbetçi der: Bu komutanın emri,
Başı örtülü, giremez içeri...
Gök durmaz boşalır, rahmeti sağar,
Ağlayan buluttan, çok yağmur yağar;
Kapının önünde, nice göz ağlar,
Gözlerden akan yaş, ciğeri dağlar...
Nöbetçi der: Emri komutan sağlar,
Nöbetçiyim, ben, “beni, emir bağlar...”
Her iki ananın, akar göz yaşı,
Bu ağıta sebep, örtülü başı;
Ürkütüyor, bu bez’in bir metresi,
Gözlerinde kaldı, düğün hevesi...
Komutan der, "Kabul edin gerçeği,"
Çünkü emir, laikliğin gereği...
*
Gözyaşları; yağmur, yağmur yağıyor,
Bulutlar ses vermiş, sağnak durmuyor;
Başörtüsü, bu kapıdan girmiyor,
Gönüller el-ele, vicdan sızlıyor...
Halk der: Bu nasıl iş, aklım almıyor!..
Yalnız, bulut değil; vatan ağlıyor.
Tarihsiz.. SAAT:05:10 Konak-İZMİR.
Mürsel Münevveroğlu ([email protected])
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)