mavi bir gecede dolaşıp duracağım
ne bir korku ne bir kötü düşünce
hepsini atacağım
takıp bir koluma sevgiyi , bir koluma sevdiğimi
takıntı haline gelmiş benliğimi
yırtıp atacağım

sıcak bir ekmek kokusu
hoş gelirse burnuma
sokaklarda kimsesiz çalgıcılar
üfler ise ruhuma
piyangodan bir bilet çıkar ise şansıma
bozuk para ile kazıyıp
zenginliğe şapka çıkaracağım

donu yırtık bir dilenci
durdurursa gemimi
fırtına değil meltem gibi
bozar ise keyfimi
göstere göstere hava atıp
yazacağım çekimi
yeni hayatımı bozuk para gibi
harcayacağım

bir sabah ansızın anamın
kapısına gideceğim
kovar ise bacasından inip
yüreğine gireceğim
hayatta kazandıklarımı başından
aşağı dökeceğim
verir ise elini vermez ise
ayağımı kırıp oturacağım

ezanlar susmadan gözlerimin
sularını açacağım
mermer oyma gönülden dolma
bir şiir yazacağım
toprağımı eşeleyip kendi
mezarımı kazacağım
derin bir çukur açıp içine girip
karnımı doyuracağım


ve hayat birer birer yoluma koyduğun taşları temizledim
seni her zaman uzaktan
süzüp dikizledim
bilmiyorsun belki tövbe edip
kalbimi filizledim
yeşerdim bu dünyada bendimi açmayacağım

oturdum hak yolunda
dostlar kahvesine
onlar bakmaz kimsenin
tavındaki telvesine
kin girmez sofrasına
ocaktaki cezvesine
nasihat ipliğine dolanıp
düğüm düğüm olacağım

kurtlar sofrasında buluşup
uladık hep beraber
ocakta tütüyor
demlenmiştir semaver
hepsi gözü pek
birbirinden kalender
Göl başında otlaklarda
çakal vurup kaçacağım

Harladım yüreğimi enginlere sığmaz taşarım



Ayşe caniberk
Gümüş kalpler