Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
cengiz esgin
cengiz esgin

YAŞAYAN ŞİİR (Mihenk Taşı)

Yorum

YAŞAYAN ŞİİR (Mihenk Taşı)

( 2 kişi )

1

Yorum

7

Beğeni

5,0

Puan

584

Okunma

YAŞAYAN ŞİİR (Mihenk Taşı)

30,01,2022 ( Mihenk Taşı)

Okumak kendinden geçercesine
Yıllanmış fikri fondiple içercesine

Tarih okudukça önümüze serilen halı
Sakın bırakmayalım bu ilahi dalı

Bir tarih var bir de insan yapısı
Kitaplar sırat nerede cennet kapısı

Bilgi, idrak, tecessüs için merak
Bizim mera insan olmak için kurak

Plajdaki deve güreşi kadar sevecen
dünyamız sabun gibi müstehcen

Üstüne yapışır bir sürü köpük
Kibir şişerse, vicdan sönük

Yutarsın kimi mideye inerken
İdrak şenlenir baş ağrısı dinerken

O cümlelerin o tümcelerin lezzeti
Ortaya karışık olayların izzeti

Sayfaları çevirdikçe şiir tadı
Gelmiş, gitmiş Cemil Meriç adı

Gençlikte okudum kalbimdeki izi
Bırak istediği cenaha götürsün bizi

Öyle şahane ki, okur korkmakta haklı
Her satırda bir cümleyle çeler aklı

Ahlak, Şiirsellik, tecessüs, ahenk
Düşünce dünyamızdaki taş, mihenk

29,01,2022 (Bir Küs Bir Barışık)

Avrupa’da ekonomiler gaza muhtaç
Evlerde ısınmak için büyük ihtiyaç

Her hamlesinde gazın artıyor fiyatı
Keserse vanayı durduracak hayatı

Koskoca Alaman ekonomisi tekler
Suskun Macarlar suskun Finler suskun Çekler

Ukrayna savaşmaz halkının yarısı Rus
Havada savaş kokuyor, siyasette pus

Fiyatlara zam ekonomilere darbe
Sevinir büyük devletler çıkacak harbe

Araplardan fazla petrol ihracatı
Kaya gazı, kaya petrolü yok ithalatı

Çin petrole bağımlı onu böyle vuruyor
Müesses Nizam çöktü yeniden kuruyor

Orta Doğu karışık, orta Asya karışık
Düşman akıllı, oyun bir küs bir barışık

28,01,2022 (Truva Atı)

Dünya jeopolitiği sallanıyor
İlişkiler budaklandıkça dallanıyor

Bu tahta strateji tahtası, yutar şah piyonu
Yüklü çıkar böyle bir hesabın adisyonu

Ukrayna’da savaş tamtamları çalarken
dört köşedir Rus, külahta petrol yalarken

Daha önce de Kırım’ı yutmuştu
Ülkeler korkudan onu tutmuştu

Yeniden bir imparatorluk doğuyor
Sibirya’da havalar soğuyor

Gönderiyor bize soğuğu ayazı
Sonra borulardan pahalı gazı

bir taşla bir kaç kuş vurduğu
Günahtır zaten durduğu

Şah çekmeden bekliyor Avrupa matı
içinde sürü halinde Truva atı

27,01,2022 (İlanla aranıyor patlayacak kabak)

İklim değişti diyerek sömürüyor
Farkında değilsin cüzdan kemiriyor

Amaç üretimin kesmek önünü
Değiştirmek paranın yönünü

Medeniyette yaşanan insani kriz
ekranlardaki atıklarla besleniriz

Olmazlanan zevata gülüyorum
Tahtakale’de doğup Kapalıçarşı’da ölüyorum

Dört yüz elli nükleer var bizlere yasak
Başına çorap örecekler Se dört yüz alsak

Görmek bedava savaşlar piyasada
En kıymetli çorbalık yarasada

Gözlerde açlık, dedikodu, cehalet varsa yoksa
Derdim kalmaz Afrika’da sırtlanlar toksa

Batı kanla doyuyor haçlılardan beri
Kaldır kafanı uyuma ey yeniçeri

İnanır mısın senden olma bunca nesil
Elde telefon sürü halinde sokaklar dolu embesil

Ağzımı bozmayayım diyorum olmuyor lakin
Sus Cengiz’im sus dur şurada sakin sakin

Gösterin düzenin şah damarı keseyim gör bak
ilan verdim aranıyor patlayacak kabak

26,01,2022 (Bir, İki Bilemedin Üç Satır)

İnanmadığıma göstermedim rıza
Dediler ki bu adam amma arıza

Bilmeyene öğretmeye çalıştım
Ben düzenbozum diyemem alıştım

Güce yaranamadım yalakalık düşmandı
Dik duranlar eğildiğine pişmandı

Sevgiyle kalbimdeki kötülüğü söktüm
Fısıltıyı duyan kulağa kurşun döktüm

Sırf gülmek için bu vıcıklığa
Devam ettim gıcıklığa

İnceciydim ince takılırdım
Düşüp, kalkıp, yine çakılırdım

Üstümü temizler yine yürürdüm
Aklıma yatmazsa ayak sürürdüm

Demedim patrona sen şahanesin diye
Dilli şeytanlar sordu neden demiyorsun niye

Hak dedim, yol dedim aynı dilden konuşan yoktu
Gözümün önünde yılanlar dostlarımı soktu

Zehri aldılar yaşlandıkça çeneleri düştü
Gamlı baykuşlar gamsızların yuvasına üşüştü

Farkında değillerdi nereden geldi bu lafazanlık
Açıyorum kapıyı kapıyorum, her evde partizanlık

Kurtarmaya çalıştım Doktor misali baştan
Bezirganların ağız ishalinin teşhisi yaştan

Kendime kızdım yazılara kibrit çaktım
Deste deste hayalleri alevlerle yaktım

Ve yandılar gözümün önünde çatır çatır
Kurtardığım bir, iki bilemedin üç satır

25,01,2022 (Zatürre Hayaller)

Saygı duydum benim gibi düşünmese dahi
Okursan sahi, yazarsan sahi, söylersin sahi

Yönü bulmak için Oku dedi diye sorular sordum
Kimsenin gitmediği mecralardan akıl yordum

Görülmeyeni gördüm, duyulmayan duydum
Biriktirdikçe aç kaldı gözüm, harcadıkça doydum

Tahammül edemedim gözü açlara
Para, mal, mülk deyince gözünü açanlara

Üstüme geldiler inatla, aldırmadım
Nefret ektiler yollarıma, saldırmadım

doğruya bakmadım asıl doğru üslup yada tarzdı
Omuzlanan yük ile yol yürümek insana farzdı

Baktım ki adalet terazide değil darada
mertlik irini cesaret olan yarada

Bundan zulme baş çeviremedim
"Bana ne, bize ne, sana ne" diyemedim

ne rahat yaşardım kafayı gömseydik kuma
Zatürre hayallerle gözlerimi yuma yuma

23,01,2022 (Sezar’a Kötülük Yapma)

Öyle bir yaşam ki, günahı sevabı benim
Halkın içinde savrularak oldum anonim

Kutsal ırmaklara girdim, geçmedi yazmak
İmkansız, Fildişi kulelerin yıkıldığına inanmak

Yıkandıkça güldü yüzüm, temizlendim
Kendi silahımla kendimi yendim

En büyük zaferim oldu bu, inan ki
Öyle şahane bir imtihan ki

Kalem yoldaşım oldu, sanki asaam
umudumu attım yaşama, yok tasam

Çalışmak, çabalamak gönül kırmadan
Bedeni rahatlığın kolayına alıştırmadan

yolumuzda yürüyelim bir selam ile
Meraklanma kalem yazdıkça gelir dile

Yeter ki yanlışların ardında duralım
bilmediğimizi bilenlere soralım

Yolumuzda yürüyüp sessizce geçelim
Önümüze çıkan zehirlerden içelim

Unutmayalım, yol Hak yolu iki ucu hayır
Kimi taş düşürür seni, kimi kaya, kimi bayır

O zaman kötülüğü paylaşarak arttırma
Alkışlarla uyuyan yılanları azdırma

İtibar etme yanlışa, yalana tapma
Brütüs olup Sezar’a kötülük yapma

22,01,2022 (Yalancının Maması)

Öldük dirildik, varlıktan, doğduk
Hamdık, yaşadık, piştik olduk

Göremedik gençlikte bu yolu
Önümüzde kavşaklar dolu

Acelemiz vardı seçemedik
köprüden düştük geçemedik

İlerledik aşama aşama
Balık atladık yaşama

Yolu bulunca dik durduk
İşte bundan aile kurduk

Kapılırdık yoksa akıntıya
Timsah gibi izleyen sıkıntıya

Gitmedik, öteye, beriye
Gönül koyduk hep ileriye

Bundan kağıda kaleme sarıldık
Yazmayan parmağa darıldık

Fikirlerimiz batının yaması
Olmadık yalancının maması

21,01,2022 Söğüş Beyin)
Gevezelik annesi çocuğun adı nefret
Bulaşıcıdır Kin, dedikodu, haset, gaflet

Konuştukça artar geçer dilden dile
Önlem almazsan kurtulmak nafile

İnsan böyle böyle kurtlanır çürür
Toplumda kötülük alır başını yürür

Belirti konuşmak suskunlar çatlar
ekranlardan insana bu mikrop atlar

Her fert bunun bir parçasıdır oysa
Kulaklar isyan çıkarır olayı duysa

En büyük semptomu ise sabit fikir
Artmasın hastalık ekranlara tükür

Asıl tedavisi okumaktır ama deli gibi
Hastalıktır bu gevezeliğin sebebi

İşte bundan toplumlar tapar güce
Bizim diktatör sizinkinden yüce

Seçilmişler in atanmışlar out
Ekranda sürünen insanlık kaç paunt

Sen, Ben, kariyer, sidik kavgası, dövüş
Tencerede kaynayan beynimiz söğüş

20,01,2022 (Sıtkım Sıyrıldı)
Bombalarla başlayan modern kavimler göçü
Metre metre vatan santim santim bayrak ölçü

Düşman arıyor savaşmak için müesses nizam
Adam yokluğu grip lider yokluğu çağdaş cüzzam

Paralarını alarak botları batırıyor, göçmenlik sefalet
Avrupa mahkemesinden teröriste verilen kefalet

Karanlık çağlarda yaşıyoruz orta çağa okuyun rahmet
Ölenler bizim Hafza, bizim Amine, bizim Ahmet

Teröre destek veren Avrupa görmüyor ölen bebekleri
Kutsuyor dağlarda çiftleşen sarı kırmızı yeşil kelebekleri

Bilmiyor Halk, devlet kurmak için akıtıyor bunca kanı
Guantamano’da davut yıldızlı işkence dükkanı

Burada kuruldu İşıd bak bakalım kestiği kimin kafası
ileri devletlere bal kaymak gerilere buğday lapası

Gazetecisi, aydını, siyasetçisi, halkçısı suspus
Midem kaldırmıyor Cengiz’im bari sen kus

Kese attırıyor Beyaz Türk olmak için aydınlar
Namussuz şerefsiz takımı size günaydınlar

Sahipsiz topraklar görmekten inan ki bıktım
Ne diyeyim dostum söylerken sıyrıldı sıtkım

19,01,2022 (Amerikan Tespihi)
İnsanlık bütünüyle aynı cenderede
Vicdanlar tavada kalpler tencerede

Anneler terörden avlat bekleyip üzüyor
Doğru söyleyenlerin derisini siyaset yüzüyor

Bütün bir coğrafya terörle sınanıyor
Anneler evlat bekledi diye kınanıyor

Siyaset ve silahla oynanıyor oyun
Beyaz Türklerden geri kalanı koyun

Amaç halk bölünsün iç savaş ne ala
Körlerle sağırlar birbirini ağırlıyor hala

İnançlar yıkıldıkça aileler lime lime
Kırmızı noktalı filmlerin faydası kime

Sahne aynı orta oyunu başrol de kukla
Çoğunluk alkışlıyor hayranlıkla

Dinci, komünist, ülkücü aynı ipte
Amerika tespihi çekiyor her bitişte

18,01,2022 (Yasaklı Cümleler)

Bana diyorlar ki yazsaydın aşk, meşk filan
Gözler vicdan, kulaklar kalp gerisi yalan

Kayıtsız kalamam budur bendeki sorun
Tam teçhizat askeri olmuşum doğrunun

İnsan hakları diye bağırıyor edepsiz çukur
Gayya kuyusunda edep kaynıyor fokur fokur

Oysa ne mutlu olurdum soksaydım kafamı kuma
Suya sabuna dokunmadan gözleri yuma yuma

Üç maymun mutlu fıstık atılan şebek
Fakat iki tül kanadı ile özgür olan kelebek

Lafın tamamı söylenir birader deliye
Emeğim zail olur diye dönemem geriye

Bu kalemi her gece kundaklar saklarım
Çıkarcı cümleleri kaleme yasaklarım

17,01,2022 (Söylemem)
Gemideyim ve rota yönümü ediyorsa tayin
İzin vermem her ne kadar deseler de mülayim

Atlarım bakmadan aşağısı okyanus mu derya mı?
Ağzım kulaklarımda yüzerim rüya mı hülya mı?

yürüdüğüm yol yüzdüğüm deniz olmalı benim
Gönderin suçları, kabahatleri hepsini üstlenirim

Ne kadere boynum incelir ne kedere eğerim
yanımda yürüyen kalplere durmadan değerim

Beni ben yapan içimdeki ateş ile bu yoldur
Kiminin doğrusu sağdır kiminin ki soldur

Kabul etmem ne sınırı ne tayin edilmiş çitleri
Korkmam bütün zulümler doldursa da ciltleri

Ben benim sen sensin kavgamız içtihatta
Dilim söylüyor lakin inanmaz hayatta

Akıl görmediğini sezmek için varsa
Söylemem zalime Hakkı sorarsa

15,01,2022 (Geh Bili Bili)

Tek derdim Ben sultasına boyun eğen bizler
Sabır göster, duruş göster, nefs canı izler

Kimsenin umurunda değil herkes bir rahat
Susarak söylüyorum bizde kabahat

Bana ne deseydik rahatlardık oysa
Şşşt kızacaktır vicdanım duysa

Gençliğimden bu yana içim kaynıyor
kalem bu gece dansöz gibi oynuyor

Görmüyorlar dumanı tütüyorum
Selamlarla gelen niyetleri yutuyorum

Soruyorum var mı şaire sığınak
Her taraf mısralardan yığınak

Acı çekiyorum yara kabuk bağlamıyor
Akıllı insan kendisine bile ağlamıyor

Bunca şehitler barış diyerek ölüyor
Asumanda İstiklal marşı gürlüyor

bir marş böyle hizaya çekiyor milleti ancak
Arş-ı alaya yükseliyor yüreğimde sancak

Vecd diyor, Afak diyor, unutmuşum ben bu dili
Fikir zerresinden kavga atıyorlar geh bili bili

14.01.2022 (Herkes Suspus)

Suçluyum, doğruluk karışmış kana yanıyorum
Yalanı bilmediğimden ne söyleseler kanıyorum

Nedir Ya Rab, nedendir vicdanımın sızısı
Sırtıma heceleri yükleyen bu alın yazısı

Oysa görmesem, duymasam, bilmezdim
Gençlikte olur olmaza gönül vermezdim

Belki geçer, belki hiç başlamazdı can acısı
Hasret büyür kıvılcımlanır yazmak sancısı

Bana ne, Suriye’den duyulan çığlıklardan
Bana ne, Batının içimde kurduğu ağalıklardan

Bana ne, terör belasının aldığı canlardan
Bana ne, göz kırpan, kuyruk sallayanlardan

Bana ne, kana özenerek akan salyadan
Bana ne, veznedarın elindeki balyadan

Anlamayana sivrisinek saz lafın tamamı
Anlayanın beyni cünup yakın hamamı

Mazlumlar için ağlıyorum bilmeden nedeni
Okullu cehalet alkışlıyor yapıp edeni

İnsan hakları diye bağırıyor zalimlikte ehil
Cesetlerin güneşlendiği bizim sahil

Aydın kokmaz bulaşmaz salçalı kuskus
İnsanlık zalime meftun, zulme suspus

10,01,2022 (Gözler Doysa)

"Ben" diktatörlüğüne savaş açtım
Çoğu savaş meydanından kaçtım

Bir kaç günlük zaferlerle avundum
Saldırmadım, o saldırdı savundum

Zaferim kardan adam kadar fani
Nefsim kızgın, olmuş Gulyabani

fısıldardı oysa şimdi bağırıyor
Anladım, Egosunu çağırıyor

Modern insan elinde oyuncak
Cehennem ona, oh ne güzel sıcak

İnsan benliğini görürse kuduruyor
Onu sadece iyilik durduruyor

Bir de kurumlu ki mermer sanırsın
Din deyince saldırmasından tanırsın

yontuyorum darbelerle elimde keski
Bu savaş tarihin kendisi kadar eski

Vuruyorum kendimi okumaya sanata
Varlığı bilmek için ihtiyaç yok kanıta

gösterseydi kendisini oysa
Herkes inanırdı gözler doysa

09,01,2022 (Sana Ne)

Öyle şeyler duydum ki kulaklar ağlıyor
Fert sömürü çarkına girmiş sağılıyor

Kızıyor bana zira bundan çok mutlu
Hindistan’da inekler bak nasıl kutlu

Yaşasın Avme’ler, kutsal mekanlar
Kilise, Havra, Camii camekanlar

Toplum alkışlıyor yaşasın tüketim
Dolar imparatorluğu için üretim

Eski değerler çamurda elmas misali
Toplumda başlamış bir ağız ishali

Herkes depremci herkes imam
herkes topçu, herkes tamam

bilmek gevezenin dilinde pelesenk
Ekranlar baştan sona pezevenk

Çarşıda Telefoncular dolup taşıyor
Diyorlar ki İslam camide yaşıyor

Koşuyorum sevinçle doğrudur diye
Cami kapanmış yerinde kırtasiye

Cemaat kaçmış imam dışında
Soruyorum bu cami kaç yaşında

Bin yetmiş beşten kalmış zahir
Müslümanım diyor ekseriyet kahir

Mal, mülk, şan, şöhret putunu devirip
Yürüyorum görmezden gelerek baş çevirip

İslamın yeni şartı zuhur etti "Bana ne"
En kıymetlisi sıcak taze taze "Sana ne"

08,01,2022 (Adalet Terazinin darasında)

Her dönem yaşamda geçerken perde perde
Yaşlılık dökülür bedenden pelte pelte

Bir arslan yaşlanır mı dağların arslanı
Öyle vakarlıdır ki taşır bütün neslini

İstedim ki zamanım işlesin tersine
Herkes şuraya buraya bizler Mersin’e

Doğsaydım yaşlıyken ölseydim kundakta
Her doğum, her evlat, her ölüm aynı yatakta

Yaşlılık hastalık keşkeler beyni kemirir
Umut kayboldukça kırıntısı fikri emzirir

Bir varız bir yok yaşam ikisi arasında
Adalet terazi kefesinde değil darasında

06,01,2021 (Hey Kanki)

Dolar tasması her gün biraz daha sıkılırken
Gülenler var içimizde devletimiz yıkılırken

Nesiller çuval giymiş kafaya değil farkında
Döndükçe kusuyor kusup dönüyor para çarkında

Biraz milliyetçi olsan hemen sıkarlar yuları
Başına çöker Dünyanın bütün kurları

Mesele boyun eğdirmek, edilmeli ki yılana biat
Zincir vurulmuş dillere düşünmek bile milat

Aydınlar yazmış çizmiş meseleye ay’mamış
Seçtiklerimi beyaz Türkler adamdan saymamış

Bidon kafalı diye aşağılamışlar oy veren Türkü
Dört yüz elli yıllık devir ye kürküm ye kürkü

İhanet içimizde damarlarımıza kök salmış
Pırıl pırıl evlatları dağlara özgürlük diye almış

Bilesin ki bundan sonrası önce sınırlar düşecek
Hastane okula ayrılan para cüzdanlarda şişecek

Bankalar sigorta sonra da ekonomi batacak
Faiz, faiz diyen İmf paraların üstüne yatacak

Bir tarafta Hak, diğeri batıl öbür tarafta
Teröristi örgütü sıra bekliyor afta

Niye düştük bu hale sorsa birisi niye
Oku dedi okumadık, bilmedik diye

Bu düzen kendi liderini dayatıyor
devlet vardiya saatinde yatıyor

toplum ekran maymunu televizyonun gücü ilahi
Tutuklayın hayallerimi suçlu onlar vallahi

Kötülük bulaşıcı ekranlar veba salgını sanki
Kelimeler yitik kavga çıkacak kafa dumanlı hey kanki

04,01,2022 (Anılara Naftalin dökelim)

Karşı çıkan yok bu düzene herkes iyimser
Arada benim gibi üç beş sayfa kurdu kötümser

Üç maymun olmak şahane mutluluk kaynağı
Onlar görmüyorlar yedikleri vezirparmağı

Öyleleri var ki tıklamayı imanın şartı sanıyor
Görmüyor tütmüyor ama alevlenmiş yanıyor

Hey Niko! Ege’nin karşısı nasıl söyle bakalım
ikimiz de kendi dinimizde iman feneri yakalım

İşte bu fenerdi on asır bizi ısıtıp aydınlatan
Esvab-ı mucizesi nedir bu işin altında yatan

Konsolos köpekleriyle karıştı Osman-ı Ali
Sömürü düzenini kuranın çoktur vebali

Oysa Selanik cennet, İşkodra cennet, cennet Mora
Arkadaş oluruz belki yine kafamızı yora yora

Zannetme bu iş kolay önce sen sonra ben misafir
İşte o zaman göreceksin kim imanlı kim kafir

Senin içinde benim içimde palazlanmış bir sürü piç
Bak zamana direnen evlerimiz var hepsi kerpiç

Önce özür borçlusun Mora’da olanlar için
Dön ve yasaklı tarihine bak bunlar neden oldu niçin

Sonra Trikopis orduyu çekerken yapılan zulümler
Ege’de Marmara’da yaşatılan ölümler

sen de söyle hatam varsa çekeyim ceremesini
Senden öğrendim anılara naftalin dökmesini

Arslanlara atın diyor, doğru söyleyen varsa
Kolay değil kurtulmak bu yılan sararsa

Hayır gelmez tanrılardan sen beni dinle
Yazıklar olsun yola çıkarsan bu kinle

Nerede akıl, nerede tarihten ders
Geldin, gördün, gittin yüz ters

İnanmazdım tarihte tekerrür hakikat
Medeniyet dediğin Batılı hilkat

Yine aynı doğum, aynı şiddet
Oynama bu oyunu reddet

Ne Selanik, ne İzmir kalır bu sefer
Yattığı yerden doğrulur, ama nefer

Adı Mehmetçik lakin unuttu adını
Mermi var desem, koşar yaşlısı kadını

Öyle yaratılmış can acısı nüvesi
Kültürel hegemonya insanlık gübresi

Bundan ara sıra biraz biraz kokuyor
Göz görüyor, kulak duyuyor, dil okuyor

Kuran insin ve boş kalsın o raflar
Altın ayarında bizi sarsan gaflar

Başıboş niyetler, boş hülyalar, rüyalar
Uzayda keşfedilen mavi dünyalar

Bakana delil çok lakin gözlerde perde
Üstüne basma işte İnsanlık yerde

Bir çamur birikintisi gibi duruyor
Aman çiğneme sulanarak cıvıyor

Hastaları var bastıkça bulaşır
Cehalet izm’lerle bize ulaşır

Kendimizi bilime adamak vardı oysa
Şu dönen sömürü çarkı artık dursa

Irak, Suriye, Libya Yemen doysun yılan
Camiler boş nerede namaz kılan

Dikkat sızmakta içimize biat kültürü
Ne kıymetli bilgiler olur ki düttürü

Biz birbirimize benzeriz ağzımız Müslüman
Siyaset meydanında aranıyor iman

Yok artık bilmediğini bilmeyen nesiller
Her yerde yönünü kaybetmiş embesiller

kendini yiyen toplumlar cüzzamlı misali
Yeni salgın var kaçın, şu gelen ağız ishali

Kitap tutması gereken parmaklar telefon tutuyor
Yönü amacı olmayan Milletleri böyle yutuyor

Teknoloji diyorlar karşı çıkana düşen aforoz
Bilgisayar öterken niye zorlansın kart horoz

01,01,2022 (Bizdeki kuyruk)

Barış olur lakin bu dönen sömürü çarkı
Nasıl bir gecede lağvetti Frankla Markı

Şimdi hepimiz miyav miyav diyen kedisi
Mecidiye ve dirhemlerin mirasyedisi

Üretirsen başın değecektir göğe
Ağzım yarıldı bu düzene söve söve

Batılı yaşantı Batıdan hastalık
Bidon kafada yayılan alafrangalık

Opera yetmez söylemeliyiz bizzat arya
Caz ile arabesk olmayan milletler parya

Demokrasi değil, Demokles’in kılıcı
Hayranlıkla bakıyorlar ah ne göz alıcı

Düşünce gör bak başına ne gelecek
Bir milleti bir kerede ikiye bölecek

Hey Niko ver elini beraber edelim dans
İstersen horon tepelim istersen vals

Sana Sirtaki bana Ege zeybeği
Olur, başımıza taç edersek ekmeği

Bilirsin bu siyez buğdayından ne toktur
Sana Rum demeyenlerden hayır yoktur

Yalnız bırak şu iddiayı değilsin Medeniyet
Hatırla Anadolu’da kaldı senin cibilliyet

Kana bulanacak yine Ege’nin iki yanı
Düşman içine girmiş fısıldıyor tanı

İkimiz de aslında aynı dertten muzdarip
Elia garip, Feride garip, Mehmet garip

Bu siyasette bize düşen acılar
Yok, olacak aileler, amcalar, bacılar

Aynı yılan yutuyor görüyorum seni de
Seksen yıl boyun eğdim ne ettiler beni de

Bugün kıvranırken ekonomiyle hepimiz
Dolar imparatorluğudur cebimiz

Olimpos zirvesinde insan tanrılar heyeti
Ben içtim sen içiyorsun Baldıran şerbeti

Ben bilirim sen de bil, gün yüzü görmez nesiller
Localarında kuş sütüyle beslenir asiller

Dağdan yuvarlanacak ölümlülere bir buyruk
Başı okyanus ötesinde bizdeki kuyruk

31,12,21 (ortaya karışık cemaziyevvel)

Defol iki bin yirmi bir demem sana güle güle
Kahrettin tüm insanlığı göz göre göre

Gözüm görmesi hatta on beş gün önce yürü
Ey tarih geri gelmesin defterini dürü

Gör bak nasıl gelecek yıl hemen pislenir
Ne güzel günler kurtlanır, iblislenir

Seyretme ekranları Ey Milletim, artık ayıl
Burnunda halka kulaklarında tef, varsa bayıl

Böyle kirlendi zaman, böyle pik yaptı nefret
Her gelen yıl gidenden daha büyük eziyet

Günler, aylar, haftalar zehirlenmiş zamanlar
Bir kenarda yığılmış secdesiz amanlar

Yaşamak uzaklaşmış İslamın özünden
Düşmüşüz bir defa dünyanın gözünden

Bana ne bitiyorsa bugün takvim
Zamanla yetişecektir dik duran kavim

Oğlum soruyor Noel kutlamıyoruz baba
Ben de sordum mu dedeme acaba

Mide kaldırmıyor bana göre değil görülen
Paraya eğilen peşinden sürünen

İsa doğdu yaşasın getirin hindiyi
Karıştırdık kötüyü iyiyi

Beyin bulanık, kafalar karışık
Kardeş kardeşe bir küs bir barışık

Ne diyeyim birader göz yaşları sel
ortaya karışık cemaziyelevvel

30,12,2021 (Barış Çubuğu)

Tutulmuş köşe başlarındaki esaret
İnsanlık diye yutturdukları beşaret

Bu devrin en kıymetli sözcüğü bana ne
Bombalanan şehirler göçmenler sana ne

Hani Osmanlıyı yıkan İttihat terakki
Bir millet ki Hakka aşık haksıza tiryaki

Ekranlarla bozulur adamlık kadınlık
Düşman olur birbirine haremlik selamlık

Dedik ya bu düzen düşmanlık üzerine kurgu
her alkış gönlümü deliyor burgu burgu

Şiddetin olur mu hiç erkeği kadını
Tedavi kolay koyarsak bunun adını

Şiddet sarmalı bu değerleri söküyor
Küçük zalimler büyüklere su döküyor

Bu kadar kitap, öğretmen, okula ayıp
Gazete ilanatı: Mahremiyet kayıp

uymaz sekte geçiren kalple batılı beden
Bir bak bakalım nasıl hallederdi bu işleri deden

sen de haklısın tarih elinde hergelenin
Başında bekliyoruz kesilecek kurdelenin

İşte yeni evin İslam ve Hristiyan barışık
Rüyalarım bu sıralar çok karışık

Eski sayfaları çevirdikçe yenileri boş
Barış çubuğu tüttüren milletler sarhoş

29,12,2021 (SANA KALSIN)

Doğum meşakkatli, sancılı, hatta ezalı
Yaşamak yaşarken ölüm cezalı

Kalemi kır sayfayı çevir, cezayı kes
Ah çok da gençti desin isterse herkes

Kime vuslat, kime korku, kime pamuk
İnsani değerler ayak altında yamuk yumuk

Geldik gördük ki dağlardan sonrası çukur
zirvede yalnızlık çukurda egolar fokur fokur

Kaynadıkça kaynıyor kimseden yok şikayet
Suyun içinde olan yanacaktır nihayet

Temiz doğarız ya kirlenerek büyürüz
Katran karasına bulanmış ölürüz

Sor bakalım herkes sütten çıkma ak kaşık
İnsanlık kendi egosuna sırılsıklam aşık

Temizlensin gönül, vicdan, temizlensin dil
Kuyu derin dibini bulacaktır iskandil

O iskandil var ya onun adıdır Bilim
Zirveden savur şekerleri ismi aklıselim

söz etme isteyen istediği kadar alsın
Yere düşenler de sana kalsın

26,12,2021 (Ya nasip)

Görüyorum yine tutuştu Megola idea ateşi
Ne yaparsan yap kaplamaz tüm güneşi

Bu ateş her yeri yakacaktır seni beni herkesi
Yunanı, Rumu, Lazı, Boşnağı, Çerkezi

Aynı tabut, aynı toprak, kimi şehit kimi leş
Sömürü çarkı dönüyor çünkü yakıtı beleş

Bundan köpürtülür ırkçılık Terör bilmem ne bela
Arkadaş olmak için tanış olmalıyız evvela

Ama kırılmalı sana da bana da sallanan parmak
Ne işe yarar ki sonradan günah çıkarmak

Çalıyor yüz yıl sonra yine savaş tamtamları
Çekiyor kendisine iştahlı yamyamları

bir zulm ki, ne sonu bellidir ne başı
Ey oğul doğru değirmenlere su taşı

Sırat-ı Müstakimde çiğnediğin yılan çıyan
Kimdir bunca cana göç yolunda kıyan

Bilmezsin, görmezsin her şeyde vardır bir hesap
Saklıdır, yasaklıdır mürekkebi kan olan bu kitap

Sen göçmen dedikçe bak neden ırkçılık arttı
Bir terazi ki saflaşmış imanı ihanetle tarttı

Cuma hutbesinde vaaz verir ki nice hoca
Irkçısı, Ateisti, İmanlısı, solcusu sağcısı aynı loca

Gözü olana kitap oku, çünkü aklın gıdasıdır oku!
Zaten bakıp görmüyorsan senin için evladır uyku

Aklı evvel sorar kimin gücü yetermiş buna
bir gün biri çıkarak duur diyecektir bu oyuna

İşte o zaman sallanır sırça köşkler, faiz lobileri
Para saymaktır oysa bunların hobileri

Siyaset bağırır faiz güzeldir iyidir
Elli yıllık kambur güzel filan değildir

Ey evlat günü gelince kopacaktır kıyamet
Git abdest al, namaza dur kıyam et

kimine kıyamet kimine cennettir kim bilir
Temmuzda dirilen Çanakkale yine dirilir

temizler ardından sürüklediği güruhu
Bu ruh Çanakkale, Sarıkamış, Amare ruhu

siz ne şanlı, ne imanlı, ne inançlı asker
göz kırpmadan verdiniz emaneti teker teker

böyle yazmış yaradan böylesi münasip
kimine terör kimine darbe kimine ya nasip

25,12,2021 (analardan ağıt)

Evladım bu dava cehalet davası hak davası
Eşeleme her yanından fışkırır hava parası

Şair korkar, yazar korkar, dava kalır yetim
Yol uzun, yolculuk zorlu düşmanları çetin

Yürek ister sağlam, ciğer ister kanlı, vicdan ister canlı
Al şu kalemi eline, vur sayfaya gör bak nasıl heyecanlı

evladım durma yaz, istersen mürekkebi saça döke
Hakkını ara, hakkını bul, hakkını al söke söke

Diline düşmesin birileri gibi lal
diyeyim ki sana helal olsun helal

İşte bu evlat Sırat-ı Müstakim neferi
Yüzünde Demokrasi maskesi Haçlı seferi

Sakın alkışlama bulacaktır onu lanet
Kahvaltı sofralarında konuşulan ihanet

Beyaz Türklerin Erguvanilerin ikameti yalılar
suyu geçmeye çalışan Asyalılar Afrikalılar

Sahipsizdir dava Necip’ten bu yana öksüz
Nesiller yıkılır para önünde çünkü köksüz

Avrupa ortasındaki Bosna’da ne oldu bak
İnsanlık sustu modern düşünce helak

Srebrenitza’yı gören ve susan insanın dili çürür
Fenalık konuşursan toplumda fenalık yürür

Hollandalı topladı Boşnak’tan silahları
Öldür emri vermişti kilisenin ilahları

Toplu mezarlara konuldu binlerce insan
Güldü Berlin, güldü Paris, umursamadı Horosan

Artık oyun zorlu, oyun gizli, Siyaset baş rolünde
Bosna, Kıbrıs, Mora, Hocaali, Kırım kan gölünde

Nerede İslam kardeşliği Müslüman benlik
Başındaki sarıktı, belindeki kuşaktı kefenlik

Laiklik, Şeriat diyerek ekildi kinler
Zaman geçti ve yıkıldı bütün dinler

Kim direniyorsa şimdi ona musallat
Ey dostum Artin bana Musa’yı anlat

Nerede saklı öldürmeyeceksin emri
Düdüklü tencerede yanan Filistinli

Ne kadar yanılgı içindeyse gamalı haç
Senin yüzünden bir dünya insan aç

Yok etme peşindesin milyonluk koca bir halkı
Dönüyor, döndü, dönecek derken siyonist çarkı

Ey Niko! sen anlarsın ayrılalı çok olmadı zira
Benim yüreğim yanıyor sen diyorsun ki çıra

Sana asırlarca hakkını verdim sen ise
Gördüğüm odur ki ele geçirilmiş senin kilise

Asırlarca şarapla takdis ettin, etmedin şükür
Ey padişah efendi kalk şunların yüzüne tükür

özel hukuk, ekonomik ayrıcalık oh ne rahat
Emek üzerinden toplanan kıymetli cerahat

Lakin, iyi kötü bir düzen vardı selam verirdik
delirdikçe çok istedik, istedikçe çok delirdik

Yoo! Hak geçmesin kendime değildir sözüm
Çete kurdun İzmir’e girdin yetmedi mi iki gözüm

İşte Çengelköy kilisenin bahçesindedir camii
Şimdi sana da musallat bana çöken harami

Sömürmek için düşmanlık yaratmak gerek
Aklı başında hele ki gören insanlar seyrek

Bugün atıyor aynı düşmanlık tohumunu
Sararken illet senin oğlunu benim oğlumu

Bu nasıl bela kimsenin neden çıkmıyor çıtı
Kopacak Ege’nin iki yakasında anaların ağıdı

24,12,2021
Gözü açtım kapadım çocukluğumdu demin
bu hayat kendisi sırat anlayana yemin

Geçmek zor kimine, kimine atlayıp zıplayarak
Yaşadıkça öldüm dersin mal mülk toplayarak

Omuzlarımda elli yılın biriken kelamsız yükü
Elime kalemi aldığımda başladı asıl öykü

Okudukça ağırlaştı kalem yazdıkça hafifledi
Sırat-ı Müstakimde doğrulardan söyledi

Oysa görmeseydim kafa gömük olsaydı kuma
Sustuğum meselelerin vebali kızıma oğluma

Bu öykü yeni ama dedemin bana mirası
Kalemi bilirim lakin yalan kimin ihtirası

Benden de sana kalacak oğlum bu tereke
Bir ucu umut bir ucu gaflet, ha gayret çeke çeke

Senin kavgan cehaletle umut yok demeyeceksin
Okuyarak, yazarak, savaşacak bu illeti yeneceksin

köşe başını tutmuş ve yürüyen insan cesetleri
geveze kurnalar ne bilsin bu icralık siyasetleri

Bu yüzden kimse söylemez Ruanda’da olanları
Mermiye hasret ölmek için yalvaranları

Her mermi için verilen hava parasını
Tapılan Batının yüz karasını

Kim söyleyecek Hollandalı askerlerin kaçmasını
Srebrenitza’daki gibi soykırıma kapı açmasını

Ölümden değil satırdan kaçan insanları
Siyah Müslümanları, Afrikalı Hristiyanları

dine göre değil ayrım, yüz yıl çalışmışlar
O zengin bu fakir lafına halkı alıştırmışlar

batı profesörü olmuş bu siyasetin
sahibidir içine kurduğu verasetin

sen semere hayır demezsen vururlar semer
faizle, dolarla, bankalarla kanını emer

Konsolosluklar baş rolde oyuncu yerli halk
Sana rahmet okunuyor kalk Ebu cehil kalk

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Yaşayan şiir (mihenk taşı) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Yaşayan şiir (mihenk taşı) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YAŞAYAN ŞİİR (Mihenk Taşı) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Osman NALBANT
Osman NALBANT, @osmannalbant
30.1.2022 15:06:05
5 puan verdi
BÜYÜK HIRSLARIN BEDELLERİ BÜYÜKTÜR DİYEN ŞAİRİMİ KUTLUYORUM...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL