İki bıçakta kör aslında...Cin/ayetidir bu yarının...Birlikte üflemeli dumanı, sığınıp yaratana

Ümit burnum, kara pürçeğim
Allahu Ekber dağım
Al/kış olmaz ki
Her yanımız bembeyaz diye
Üstü, başı eyvah içinde sokakların
Nafiledir kardan adamlara tutulan şemsiye
Çığda çırpınıyor h/ay aksi
Sen/deliyor zaman
Bir yanımızda gün/eşsiz
Yeşil göçebe
Söz kara bohça, cenderede ateş
Boşluğa akıyor deniz
Yakasında kırmızı karanfil,
Düş kapanlarındaki çığlıkların
Yarının dudağında sus parmakları
Mendil cebimde kurutma kağıtları
Dil bunu söyler
Göz bunu bilir
Gerdanı kırık hanendeler yanında,
Beklemekte dün ağıtları

Güz ertesidir bu günün
Çökmüş altında kaldığımız karanlık
Ten sarı, tin sarı
İlahi’deki çiçek, sabır sarı
Medet dilsiz
Doğamamışlarda azap
Cenin ölümüdür bu gül suyunda
Açar mı dersin ölmez otları
Uzağı göremiyor büyüttüğümüz gözlerimiz
Külle ovarken dünü
İçini döküyor yaralar
İpin ucu yok, bağ biçare
Görmüyoruz çilenin kahkahayla güldüğünü
Heybede taş üstünde taş,
Kırbada tuz
Kumlarını silkeliyor ters yüz vaha
Yüze vuruyor suya düşen
Serabın sonu mu bu
Gün güneş ölümlüdür artık
Zaman geçirgen

Artık dedim ya...beklesek diyorum Jülyen takviminin artık yılını...hala taşırken aynı közün çırağını

Suadiyeocakikibinyirmiiki
Demir Mutlugil