10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1891
Okunma

ölümü taşıyor yavşak bir karga
kanırtgan ruhumdan sus işaretleri yayılıyor gagasında
-peynir küflü-
kesif bir yosun kokusu
paslanmış bacak aranda
oysa zürriyetime küfür eden sen
senin için ölürüm diyen yine sen
kabir başlarında emdiğimiz korkak ruhlar geliyor diline
ürperiyorsun
aynı kargayı şahit diye yazdırıyorsun gözlerine
kesip göz kapaklarını kadının
doya doya bak diyor erkekliğime
-ölü adam-
omurgasız bir aşkın
tahta bacaklı – ruhu sakat- kadını
mabed suyu ile yıkıyor bedeni(mi)ni
rüku ile secde yer değiştiriyor
kutsallığın otuz beşlikle çekilmiş dialarında
boş rolde yine aynı karga
otuz beşlik az geliyor senden geçmeye
yetmiş
iş bitmiş
şehri-i saadet yakıyor infazını
yedi tepesinde dalsız kalmış
en meşhur karga imza dağıtıyor
gakladıkça tenimin kokusu düşüyor
iki yaka öyle serinliyor
dolapdere de dolapsız beygirken
-ben-
yüksek kaldırıma yazarlardı aşkımızı
oysa şimdi sen
lila rujunla yazıyorsun alnına kederini
boktan kaderinin
sil lilasını
senin ruhun yosma
karga gözlerine dokunma
rivayet olur ki yüz sene düşermişsin ayıplığa
iki yaz bir kış gördüm bu topraklarda
boşuna bedenimi okşama
kan çıkana kadar
ruhumu gagala…
alicengizoyunu
(karga karga gak dedi…
çık şu dala bak dedi…
çıktım baktım o dala…
bu karga aynı karga…)