Teninin zulasında ayaklanan kızıl bir orduya dönüyorum
Gövdene abes bir siperle tutunuyor üşengeç yanlarım
Ellerimin uzandığı her karede illegal bir işgal başlatıyorum
Sınırlarını çizdiğin düş ülkesinin mülteciliğine sığınıyorum




Gözlerin ilim
Ellerin dilim
Tenin şiirim
Boylamlarımı oku
Paralelini ben yazıyorum..




Dudaklarının aralığından içine sızan, kaçak bir firariyim
Geceden koparıp ay ışığını saçlarına yakamozlar bırakıyorum
Koynunda alabora yönlerimi sınır dışı ediyor asiliğim
Ateşindeyim, tanımsız sevişmelerin sihrinde zehirleniyorum




Yüzün ebedi bayrağım
Bedenin toprağım
Yüzeyinde asılı kaçağım
Demirledim limanına arsızca
Kovsan da hırsızlığımdan
Her daim cennetindeyim…






Katiliyim, senden göç etmeye meyilli bakışlarımın
Zamandan çaldım ömrümün geri kalan akışını
Bırakıp kalbimi göğüslerin aralığına mezarsız gömüyorum
Bahşedilen cehennemse senli varlığım, gönüllü yanacağım







Kapadım gözlerimi
Aydınlığındayım
Işığım…
Kışın ortasında soluğum
Alevim,
Yanardağım
Tanımsızım
Aşkım…




Sığ okyanuslara bıraktım kilidini arzularımın
Derinlerindeyim yüreğinin aradığın benim
Çarmıha gerildim ellerinde, çıkmayan canım
Hayallerinde taşıdığın, yaşamadığın, an’ım




Buruk ayrılığım
Kırık sürgünlüğüm
Yitik bir düşüm
Varsayılan ölmüşüm


-Geceden kalan o(n)-
-Sabaha kalan b(eş)-


Üzerini örtecek birazdan
Bir kara gölge.
Kirpiklerinden düşeceğim


Gidişlerin uzağında üşüyeceksin
Bir yıldız kayacak siyah gecede
Bir dilekle yeniden geleceksin
Senli gülüşlerimde sevişeceğiz
Günaha yorma beni
İbadet niyetine sadece






Faik Danışman