Dedik olsun burada bizden kalma bir eser,
Ev yaptırmaya kalktık doğduğum yer Tonya’da,
Ama tıkanıp kaldık zamlar yolları keser,
Baca ne zor tütermiş bu yalancı dünyada.

Zaten emekliyim de bitmiyor harca harca,
Dedim ki alışığım nasılsa bitmez borca,
Bankadan asılayım biraz yüklü bir parça,
Emekliye kadermiş bu yalancı dünyada.

Demirin tonu çıkmış bu sene dört katına,
Elbette sözümüz yok yükselen fiyatına,
Yani yüzde dört yüz zam doyulmuyor tadına.
Zamlar mutlu edermiş bu yalancı dünyada.

Yüzde bin zamma bile diyemiyorsak fazla,
Korku salarak giden tatmin olur mu azla?
Çay kaşığıyla verir kepçeyle alır hızla,
Kervan böyle gidermiş bu yalancı dünyada.

Durumu savunanlar öyle keskin kamalı,
Görmezler fakir sefil üstü başı yamalı,
Vurguncuya âşıksa o kör sağır hamalı,
Zamlar kime kedermiş bu yalancı dünyada?

Bu yüzden vurguncu da öyle âşıktır bize,
O aşkına karşılık Allah’la başlar söze,
Çünkü kör cahil aşkı vurguna sonsuz göze,
Kimi bundan hedermiş bu yalancı dünyada.

Lafı dolandırdık da nerden nereye geldik,
Gerçi önemli değil herkes tanıdık bildik,
Diyemeyiz ki birkaç duymaz kulağı deldik,
Düdük böyle ötermiş bu yalancı dünyada.