Hoş Geldin -20-Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Hoş geldi onur verdi
Levlâke levlâk kutbundan yankılanırken güneşin doğuşu,
şiirler derdest eden bir kurşun kalemin burcundan, ve hüznün membaı bir diyarın sükûnetinden. kar yağarken lapa lapa güneşin üzerine bir hüzün gemisi sessizce demir atarken, dünya denen limana gâlu belâ kentinden Sen ey acıları şiir diyarında kayda geçen! hüzünleri kalemine emanet bir ülkenin, kurak coğrafyasında kalemiyle şiir emziren sen siyahlara maviler giyindiren ey! doğdum diyen güneşi doğumuyla söndüren. açlığını kör duvarlara susan çocuklara, heybesinde yankılanan feryatlar taşıyan ey! sevdasını haykırmaktan muzdarip yüreklere, şiir kuyusundan kürekle su taşıyan… Sen doğdun, güneş doğdu, ay doğdu yıldızlar doğdu, ilkbahar oldu… gölgen düştü Kudüs mabetlerine ve karadenizin hırçınlığına. bozlakta acıklı bir türküye yansıdı sesin afrika’nın her bir köşesinde yankılandı nefesin. ses verdin duvağı boyundan uzun çocuklara, savaşın yetimlerini okşayan sözlerinle. mezopotamya’da barış türküleri söyledin. zemherisi mermi gibi keskin bir şehrin, ayaz soluyan sokaklarına düştü güneşin lehçesi mağrur bir kentin taş duvarlarına yansıdı gözlerin ve her dinden her ölümlüye Bir yol gider şimdi senden ötelere açtığın surdan, yıktığın sınırdan öteye sende başlayıp sende biten kelimelere cenahı olmayan bir devrimle garipler sofrasında tayyi mekân ruh-u cemalinle miraca çıkanı izler şimdi Kabe’de gözlerin ve dönüşte aksa yolunda şehadette ellerin yetimin gökyüzüne açılan ellerinde olan ellerin öksüzün tebessümü unutmuş dudağındaki parmak izlerin sen ey hüznü gözlerine libas edip giyinen nemli irislerinde mavi düşler biriktiren ey! ey kış bağrında sıcak ülkeler saklayan doğdun bir cemre zarafetiyle karakışın üzerine bir secdenin sükûnetiyle sardın kapanmaz yaraları ki geldiğinde ölüydüm, işitmedim ayak seslerini sancısı kör jiletlere muzdarip gözlerime şifa taşıyan esmasıydın Yaradan’ın nurdan şiirler taşıyan halelerle Namahrem uykulardan tabiri caiz hülyalara azığında kefen ve cebinde şiirlerle vakt-i namüsait bir kentin sessizliğinde çıkageldin sen, dilinde umut, dudağında şarkılarla Sen! Levlâke levlâk kutbunun betimsiz güneşi Rahman ve rahim olanın eşsiz eseri Sen! sebepler âlemine hoş geldin |
Bir insan en fazla ne kadar sevilebilir?
Sorusuna cevap niteliğinde BİR ŞİİR
Gerçek, sonsuz aşkın vücut bulmuş hali
Daim olsun.