0
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
530
Okunma

Kanadına taş değmiş serçe gibi
Yerde çırpınıyor sonbahar
Bahara yürüse ayağına dolanacak kış
Heybesini zemheri ile doldurmuş yokluğun
İkide bir vuruyor
Zerzeli yüreğimin kapı tokmağını
Her gece penceresine naylon çekili
Rüyama buyur ediyor çaresizliğim
Dudaklarında tarihi geçmiş bir ıslık
Arkana düşüp geliyor İskender
Eliyle asıyor aynasını
Kerpiç duvarımın budağına
Titreyerek flotal bakıyorum
Çarşaf gibi kaç fersah uzaklığa
Siperden çıkacakken zıpkınlanıyor ateşin
Baş köşede oturan yokluğun
Bir taş atımı
Kıskanıyor aynayı
Cam kırıkları çullanıyor
Tabanı yumuşak uykuma
Kanlı acım kaldıraç oluyor göz kapaklarıma
Konserve umudumun önündeki şişede
Bir atımlık kuru fesleğen kokunu
Burnuna çeken rençber duygularım
Nadasa bıraktığım dolunayın
Gümüş çerçevesine
Noktalı siyah beyaz resmini
Kara saban ile ekiyor
Elbet bir gün gövereceksin
Elinde bir tepsi yaz ile
O zaman ateşe vereceğim
Ela gözlerinin harmanını
Uzun uzun bakıp ısınacağım
İliklerime kadar