Bayrak; siyasi ve kültürel değerler, ırki ve dini kökler, ilmi ve fikri beraberlikler, ticari ve sanayide logo olan semboller.. için, bir ilke veya ülkü etrafında birleşen, insanların ortak bir semboldür. Fakat o sembol; asla her yere asılmaz. O’nu tuvalete asmak, nasıl ki onu sembol yapanlara bir hakaret anlamına gelir ise.. camide, hutbe okumak için ayrılmış, Hz. Muhammed (s.a.v.)in sembolik makamı olan “MİNBER”e asmak da; dini siyasileştirdiği ve yalnız devlet de olması gereken laikliği alaşağı ettiği için.. o makamın, sembolik sahibi, dini (İslâm’ı) getiren ve bu makamdan tebliğ ve insanları irşad eden.. Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)e, manevi makamı olması cihetiyle hakarettir. (Dolayısiyle de, Allah (C.C.)a da, isyandır.)
Taş, yerinde ağır olduğu gibi, bayrak (veya, LOGO)da en uygun bir yere asılırsa.. ağırdır. Anlamlıdır, değerlidir ve semboldür.. Bayrak sembolüne bakanların, o’nu, (ucuz kafatası milliyetçiliği yapmak için) kendi kafasına ve de siyasi çıkarına göre, her istediği zaman ve her istediği YER’e asanlar, bundan da (imalatçıları hariç) dünyevi kazanç ve menfaat sağlayanlar.. iyi bilmelilerdir ki; “Her şey, zıttını tetikler…” Bayrak ile ucuz milliyetçilik yapanlar ise, defalarca görülmüştür ki; sadece, bu ucuz milliyetçiliğe karşı olan diğer ucuz ve zıt milliyetçilik fikirlerini ve düşüncelerini tetiklemekten ve günah defterlerini doldurmaktan başka bir gayeye hizmet etmezler. Bu konudaki hadis-i şerifler, oldukça ağır ithamlara gebedir. Tabii ki, hadislerin anlamını idrak edebilenler için…
O bayrağı bilerek istismar edip, onu yanlış yere asan kişi veya zümrelerden başka; BAYRAKLAR; ASILDIKLARI YER (GÖNLER)E göre, farklı farklı; anlâm ve mânâ kazanır. İzmir’de bazı camilerin hem de, mimberlerinin üstelik de; mimberin en tepesine Şanlı “AL BAYRAK” asılması gibi. Ancak; İzmir’de camilerin minberlerine bayrak asanlardan, Mahşer günü, en azından ben kendi adıma; Resulullah (s.a.v.)ın huzurunda, yakalarına yapışıp; bazı çıkarları için(!) “dini siyasete kurban ve alet eden bu zalimlerden davacı olacağım.” (İnşaAllah) Cami içinde, bayrak asacak sanki yer mi kalmadı da; bayrağı götürüp de, Resulullahın makamı olan mimberin en tepesine astınız?
Ayni zamanda, namaz sırasında, elimde olmadan ve gayri ihtiyari olarak; gözüm bayrağa her takıldığında; namazı unutup da, hayalen; İstiklal savaşından, Yemen’e.. kadar, gidip gelmelerimdeki gayri ihtiyari olarak namazdan gafil olduğum zamanların ve namazdan gafil olmam dolayısiyle de işlediğim günahların hesabını da, yine; o bayrağı caminin içinde gözümün önü olan mimbere asıp da, istemeden bu gaflete düşmeme ve günah işlememe sebep olanlardan da; Allah’ın ve Resulullah’ın huzurunda, ayrıca bir hesap daha soracağım.
Bana, elbette ki; “bayrak düşmanı” diyecek, “kraldan çok kralcıların da, çıkacağını biliyorum ve onlara diyorum ki; Allah’tan korkunuz, Resulullah’tan utanmanız, hassas bir gönül teraziniz; fizik ve metafizik ilminiz, Kur’an ve sünnete göre imanınız ve İslâm’a göre de bir vicdanınız olsun.” Bayrak konusunda, benim düşüncemi merak edenler içinse; gerçek, aşağıdaki şiirdeki gibidir....
NOT: Diğer bayrak şiirlerimi de fırsat buldukça yayınlayacağım.

A L - B A Y R A K

ŞİİR NO :73 03-12-2008

Hakiki bir bayrağa, al rengini veren.. KAN’dır,
Bayrağı, bayrak yapan; uğrunda geçen.. ZAMAN’dır.
Bir bayrağı, üstünde taşıyan; yer’dir.. MEKÂN’dır,
Bayrak dalgalansın diye, uğruna ölen.. CAN’dır;
Bir şalı ve bir direği al bayrak yapan.. KAN’dır...

O bayrak, dalgalanmazsa; bütün ülke DUMAN’dır,
O; dalgalanıp, coştukça; mutlu olan, VATAN’dır.
O’nu dalgalandıran mehmetçik, KAHRAMAN’dır,
O; bayrağın dalgalandığı burçlar, ŞAFAKLAR’dır;
Burçlardan, şalına aksedense.. YILDIZ ve AY’dır...

Al bayrağa; sevgiyle bakmak, ZİKİR ve DUA’dır,
O bayraktan, ayrı kalmak; bu Dünya’da, CÜDÂ’dır.
O’na; kötü niyet, kem gözle görmek, BEYHUDA’dır,
Çünkü; O’nu dimdik tutan, nice ŞÜHEDA vardır;
Bayrağı, bayrak yapan.. uğruna, dökülen.. KAN’dır!..
18-07-2007 SAAT:10:10 * Konak-İZMİR.
Mürsel Münevveroğlu ([email protected])