16
Yorum
55
Beğeni
0,0
Puan
600
Okunma

kimi süpürürdün bu sokaktan
tozunda cirit atarken düşlerim
sağa sola yalpalarken hayallerim
nasıl düşürürdüm seni kendimden
nasıl düşerdim senden
aşk çöpçüsü müsün yoksa gönülden sevda süpüren
yüreğime dokunan usul bakışlar neden
neden durmadan arkana bakman
yolunda düpedüz ilerlerken bir tren
her durakta yeniden tökezlemen
her durakta merhabama sessiz gülüşler eklenir
yeni selamlara uğrar yol
yollarda özlemle bekleyenler çoğalır
nereye adım atsam, bir bir vurulur düşler
koluna girmeden aşkın öldürülür sabahlar
sendin yıldızlarını dokuyan gecelerimin, yıldız sendin
o parmakla gösterilen en parlak yıldız
değil ay’ı perdeleyen , çepeçevre saran o
pır pır eden yüreği kalıplardan sıyrılmış
gülüşlerimi doğuran samanyolu
ne takılır küreğine süpürdüğün sokaktan
gül saklanmış kitaplar mı yoksa artılar
ölmeye yatmışken yaşam dizeleri yazdıran
her parmakta bir pırlantadır anlam
o körebe saklandığın duvarlarda kalmayan
hayallerle yürürken üç beş adım caddeye
lâmba ışığında dirildiğini anımsardın düşünde
yeni Ben’e girmeyi denerdin ilk attığın adımda
yürüdükçe değişirdi kimliğin, sokak adları gibi
her isimde bakardın yarına, yarı açık gözlerle
kapına bir avcı dayanıncaya dek böyleydin
çalardı zilin; bir dünya turuna katılırdı sanki yüreğin
her çalışta değişirdi notalar, her dokunuşta ayrı
mahkeme duvarıydı yüzün sonunda, dingin
hakkını yemezdin sokakların, her girişte ve çıkışta
yeni ben’ler eklerdin yepyeni sokaklara
neydi sahi adın adın sevgimi, düşü mü sevgilerin?
aşk çöpçüsü müsün yoksa, yoksa ne?
yüreğime damlayan usul bakışlar!..
13. 01. 2012 / Nazik Gülünay