5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1411
Okunma
Hüzün Bir Garip Kuş ...
hüzün bir garip kuş...
kolu kanadı kırık geldi bana,
şimdi yaralarını sarıyorum,
dur bekle
uçacak daha...
o da sevgi ister...
hüzün bir garip yaralı kuş…
tanrı misafiri ne de olsa,
eyvallah çektim elbet,
başım gözüm üstüne…
önceleri ne de sıskaydı,
avuçlarında kalbinin her atışı yüreğini titretirdi
hüzün bir garip yaralı kuş…
belliydi bu diyarlardan olmadığı
tamam da ne geziyordu buralarda,
sordum durdum bir o yana bir bu yana,
konu komşu bi haberdi
belli bana gelmişti…
o benim için di,
yaşamımın bu arsız kesitinde
gönlümün en derinine nüfuz etmişti bir kere,
doyasıya kokladım bastım bağrıma
beraber iyileşecektik,
iyi oldukça tomurcuk tomurcuk güller açacaktı
bi an baktı benim bu saf halime,
hüzün bir garip bilge kuş,
sessizce fısıldadı bana;
bazılarının dermanı yok ki
bekleme,
iyileşmeyecek olanların ağıdını yakma
gelen de
kalan da
giden de O’ndan
ne sen ne ben ne de bir başka fani
lokmasından gelen acıya engel olamaz
hesap soramaz…
önceleri dert edindim kendime,
ne demek ağıt yakma,
elbet derdini veren dermanını da verirdi
yoksa olur muydu hiç, kimler neler anlatmışlardı hep,
yoksa!
olur muydu hiç …
zaman her şeyin ilacı,
anladım yavaş yavaş,
olurdu işte
bal gibi de olurdu
hüzün bir garip yaralı dost,
alıştı bana
ben de ona,
hani övünmek gibi de olmasın
iyi bakmıştım, nereye gitsem yanımdaydı
kimselere emanet etmedim,
edilir miydi hiç…
ama hakkını da vereyim,
o da beni hiç yalnız bırakmadı,
ne akşamları gittiğim viranelerde,
ne de dinlediğim hasret yüklü, nemli türkülerde,
hiç yok demedi bana,
geldi nereye sürüklediysem onu
gün oldu balık tutmaya çıktık,
kovamız boş dönerken omuzlarımda kendisi
kulaklarımda kahkahasıyla..
gün oldu Balat’ın özüne bakındık beraber,
taşların hepsi ağıtlarda,
eşlik ettik sessizce dingin çığlıklarına…
derken bir şey farkettim günün birinde,
artık avuçlarımdayken sakindi,
o cılız halinden eser kalmamış,
tüm güveni kendinde
sebep ortada değil mi,
sebep o…
sebep bir küçük merhaba,
sebep o….
kabul ettim, uçmasına izin verecektim,
gene her zaman gittiğim sahile gittim,
onu en çok gün batımında ufuk çizgisine doğru yol alırken izlemek istiyordum
gitsin, güneşe dokunsun…
açtım avuçlarımı göğe doğru
baktı bana,
ağlamaklı oldum...
kanatlarını çırptı,
yükseldi önce
hadi biraz daha,
ha gayret
evet oluyor
biraz daha gayret derken
avuçlarıma düştü gene…
hüzün bir garip şapşal kuş
hüzün, bir garip berduş kuş
benim yaralı kuşum...
bu kış da kaldı benimle…
11/02/2008
ibrahim gümüş / istanbul