ÇOCUKLUĞA
Bulaşmamış yüzüne gözüne kurşuni renkler
Ve sataşmayı akıl edememiş kuzgunlar Kapkara etmiş çırpı bacaklarını Güneş ananın sımsıcak saçları Çocukluğun izleri bedeninde irili ufaklı Ve nasıl keyif verir bir parça ekmek bile Ne sapasağlam kökleri umutların Gizlice girilen bahçeler Avuç avuç dünya nimeti sana Bahşedilen güzellikler Dört dönüyor etrafında Küçüksün yavrum küçük Minicik ayak ve ellerin Annenin ağlarken yüzü kazınmamış henüz hatrına Güllük gülistanlığa çıkıyor tüm sokaklar Ve sırça köşk şehrin harabeleri İçinde kaybolursun cezayir menekşelerinin Fırtınalar her nasılsa hep baharı kucaklar Koşuştururken saçtığın tozun toprağın Kirletmekten seni çok uzakta Dalıp götüren hasret çıkmamış karşına Ve ölmemiş en sevdiğin öğretmenin hayatta Buram buram acı kokmuyor geceleri Ve parıldaması bir yıldızın gökte ne büyük hadise Sabahın 5inde açılan masum gözlerin sabırsızlığı Medcezir olmaz dolaştığın sahilde Taç yapmıştır çocuk sana melekler altın yapraktan Meftun çoktur kırmızı yanaklarına Ağlama tutar görünce şekeri horozdan Ve hiç kar düşmemiş ,sırtın yaslanır çetin dağlara Afakanlar basmamış ufak bağrına Bulaşmamış yüzüne gözüne kurşuni renkler Ve sataşmayı akıl edememiş kuzgunlar Değmese hayat sana tutunsan sımsıkı hayata Üşütmese vakitli vakitsiz düşen sağanak Sürgün olma sen çat kapı gelen rüzgardan Özlemler sarmadan buram buram Sen sarıp sarmala özlemlerini çocuk Koca bir bağırış bitmeyen çocukluğuma Koca bir isyan hırsızı onu çalan dünyaya |
Kutlarım sizi değerli dost.
Yüreğinize sağlık.