1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
423
Okunma
Bu gün yine sendeyim
Ta yüreğimin ortasında
San ki kopan bir fırtına
Gezerken, bir sahilin kıyısında
Uzak kaldı bana okyanus
Ayaklarım suyuna dokunsa da!
Bu gün yine sendeyim
Haberleri okurken
Der Spiegel dergisinde
Yürürken ayaklarıma su değer
Islak merdivenlerde
Üzerimde bulutlarla örtülü
Acı bir gökkubbe
Birbirine kenetlenmiş sevgiler
Yanlız olmaktan mutlu beraberlikler
Şimdi mevsim hazan
Aysa gelip dayanmış Eylül’e
Eylüller sarı güllere …
Yanlızlığı yendik yanlızlık içinde
Hepimiz vererek el ele
Else pençe divan durdu
Bağlı önümüzde
Utangaçlık hükümü niyetine
Adım adım yürüyerek geldik acıların içine
Şimdi yanlızlığı oynuyor çay bahçeleri
Masalar çaylı sohbetler yerine
Kent akşama hazırlanıyor
Günün güneşi boğarken kendini
Kızıl güzelliğiyle …
Silüeti çizilmiş heykellerin gölgeleriyle
Herkes yavaş yavaş evine dönüyor
Evsizler de köşelerine
Baktım etrafıma sükunet içinde
Sen yoktun, ellerin yoktu ellerimde
Gittim yavaş yavaş geriye
Sanki, İstanbul’da İstiklal yönüne
Oysa çok uzak Istanbul bu kente
Kalabalığı yaramama da gerek yok,
çünkü kalabalık yok bu yerde
Herkes içini boşaltmış sanki çöp sepetlerine
Bilmiyorum, nereye gittiğimi kendi halimde
Bir çocuk sessizliği var,
Koparken fırtınalar içimde
Sokaklar birden tenhalaştı Pazar günü diye
Belli ki, hizmet var yine yarın kapitalizme
Çıkıyorum Römer‘de merdivenlere
Main Nehiri’ni görmek niyetine
Üşüyor ellerim hissizce
Ve artık kayboluyor kent kendi süslerine
Ve canım rakı istiyor bu köprünün üzerinde
Ve şu anda içmek niyetiyle
Çok degil, gidiyorum sadece üç yıl öncesine
Yavaş yavaş ismini yazdığım
O mahzun ağacın dibine …
Seni soruyor bütün iyi niyetiyle
Cevabım yok diyorum sana verecek
Ne orada, ne de burada
Şimdi sensizim, kalmışım karda kışta
Özlüyorum beklemeni her zaman ki gibi kapıda
Yüreğimde selam gönderiyorum
Kapının önünde ki çam ağacına
Elst’e yaşadığımız anılar adına
H. Hüseyin Arslan - 18/19.09.2021
5.0
100% (1)