1
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
492
Okunma
Sensizlikte seninle ’dertleştim’ yine...
Günleri geçiyor vücut iklimimin
ayları
mevsimleri
yılları geçiyor...
Geceleri ve gündüzleri geçiyor
sensizlikte-sessizce
ve
telafi edilmeyen kimsesizlikte...
İklim krizinde
İklimim krizde
Sensizliğin izinde eriyorum!
Telaşlarım var benim
telaşlarında kaybolan
Yoksunluğum
Yoksulluğum var...
Mahzunluğumla
Mahzuni gibi
"İki damla yaştan gayrı nem kaldı.."
diye sesleniyorum sana!
Yokluğunla
’Yokluğuna’
derin bir mücadelem var benim
dar geçitlerim
derin yarlarda
derin yaralarım var...
Bir de ne var biliyor musun?
Sensizlik karşısında
çaresizliğim....
Sevmezsin bilirim
’Çaresizlik’
senin kırmızı çizgin!
Ötelersin olumsuz duyguları
hüzne bulanmazsın
/Gelir-geçer/ değildir hiçbir duygu
ardına atarsın vakti gelene kadar sadece...
Vakti gelince
Vakit gelir mi sence?
Vakit yok sevgilim!
Vaktin yok
Vaktim yok
Bizim, bize ait vaktimiz yok!
Bak işte çaresizim!
Yokluğunda
Yoksunluğumla
Yoksulluğumla..
Sensizlik nasıl bir his biliyor musun?
Zaman denen makinanın iki dişlisi arasında
sıkışıp kalmışım
Çalıştıkça makina
dişliler döndükçe
eziliyor, kırılıp-dökülüyorum
tükeniyorum
zaman sadece kendisini değil
beni
seni
bizi tüketiyor!
Yine sesleniyorum sana
"Sesimi duyuyor musun?"
"Ölüyorum görmüyor musun?"
5.0
100% (2)