KAVAK YAPRAĞI GİBİ
Kadırga’da horonda türküler söylüyordum,
Kapıldım bir güzele yürekten kaynıyordum. Bal ile mi yoğurdu seni doğuran ana? Dedim ki bakma ile doyamıyorum sana. Çık sevdiğim horondan yakına gel yakına, Gönül bağladım sana ele bakma sakın ha. Hemen çıktı horondan oynuyor tek başına, O zaman anladım ki o da bana aşina. Kurban olduğum dedim çok teşekkür ederim, Eğer kavuşamazsak ben bu dertten giderim. Ben de aynı dertteyim dercesine bir baktı, O anlamlı bakışı beni yaktı bıraktı. Öyle bir anlam vardı işvesinde kurunda, Kavak yaprağı gibi oynuyordu horonda. Yüzünü hiçbir zaman çevirmedi yönümden, Ayağıma basarak gelip geçti önümden. Dedim şimdi seninle o masada olsaydım, Ama bu mesajınla nikâhı kıydık saydım. Zaman geçtikçe horon yavaş yavaş çözüldü, Bırakıp da giderken bakıp nasıl üzüldü. Kemençeci yanımda türküye devam ettim, Türküler ata ata yanına kadar gittim. Girdim kalabalığa dersin ki tarla biçtim, Sıkışıp sol kolumla kucaklayarak geçtim. Yakınlarım yanımda görürler dercesine, Döndü benden ürkerek kaçan kır serçesine. Döndüm kalabalığa ellerimi salladım, Ona bakıp üfleyip bir öpücük yolladım. Yanında olanların arka yanına saptı, O da öpücük verip kucaklar gibi yaptı. O anda hiç sormayın nasıl bir ilham aldım, Orda olduğum yere düştüm yığılıp kaldım. Bundan sonra olanı biraz kısa keseyim, Bilmiyorum ona mı kadere mi küseyim? Her hafta hasret ile birbirimizi bulduk, Yaşadıklarımızla içmeden sarhoş olduk. Bu şekilde aşkımız bir buçuk sene sürdü, Deli dolu yaşarken aşk defterini dürdü. Meğer ki benden başka gizli sevdası varmış, Ona kaçtıktan sonra benim ateşim sarmış. Bulmuş telefonumu kalkmış beni arıyor, Bir de nasılsın deyip utanmadan soruyor. Sonsuz bir mutlulukta olduğumu söyledim, Senden kurtuldum dedim Allah’a şükreyledim. Çünkü o vardığının yerine beni koydum, Boynuz darbeleriyle bezene kadar doydum. İpe sapa uymayan bir bahane üretti, Çeneni yorma dedim yaptığın bana yetti. Horonda tanıdığı kalbindeki adaymış, Onunla yaşadığı bitmez bir rüyadaymış; Duyduğu kuş sesini benim ruhum sanırmış, Güya bu yaptığından üzülür utanırmış. Kendimi tutamadım bir gülme aldı beni, Dedim o kuşlar huyun kemirir yerler seni. Zaten o çılgınlıkla göreceğini gördün, O dürdüğün defteri ben de ateşe sürdüm. Dedi tatlı bir sözün yok mu olsun hediye, Dedim Allah kimseyi düşürmesin kötüye. Başladı iç çekerek hıçkırıp ağlamaya, Boşa uğraşma dedim bir vuslat sağlamaya. Seninle yaşadığım yüreğimdeki kavdı, Öyle bir söndürdün ki yaram o anda savdı. Seni tarihe yazdım sorma ki bana niye, Niyetinde olana ibret olasın diye. Bu telefonunu da not edip yazacağım, Ondan sonra çok derin bir mezar kazacağım. Zannetme ki maziyi senin gibi dokurum, Aklıma geldiğinde bir fatiha okurum. Yüreğime bakarak güldü bana kaderim, O kaderi bahşeden Allah’a şükrederim. Her zaman durulması gereken yerde durdum, Sevgiyle ciddiyetle güzel bir yuva kurdum. Huzurum mutluluğum eşimle çocuklarım, Sonsuz bir sevgi ile onları kucaklarım. |