1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
541
Okunma

Öyle çok hastayım ki görmediğin uzaklarında
Bir tas tarhana çorbası verecek aşkı beklerim
Dertlere ortak olacak yarenliğim nerde
Hasbihalinde yüz yıl ömür verecek yâr yok
Eylül hüznü alev alev kavurur şimdi
Halbuki aşk yakmalıydı temmuz sıcaklığı gibi
Ateşinle şifa bulmalıydı garip yalnızlığım
Yoksun, ulaşılması imkânsız memleketlerdesin!..
Bunaltılarla boğuluyor, daralıyor nefesim
Usumu kaybetmek üzereyim şimdi
Sende Asena, bende Kürşat ruhu vardı
Telli duvaklı bir toy istemiştim seninle
Turan illerinde dolaşmalıydık düğün alayı ile
Yağız bir at üstünde, sancak elde
Asırlara adımızı yazdıracak sevdayı yaşasaydık
Kıyamete ulaşacak soy tohumunu atmalıydık...
Vakit mi geldi, bir son mu yazıldı kara yazgımıza
Ölüm çok da uzakta değil kalp atışında
Bahar dalları kurudu, yol mı göründü bana
Dermansızım, gücümde güç kalmadı
Hayal kurmuştuk mehtabı birlikte izlerken
Ay çekilip gitti, gömüldük karanlığa
Gün sararıp soldu güz yapraklarına döndü
Deniz kabardı, derin dalgalar vurdu bağrımıza...
Zafer Direniş
...
Karabulut’tan Sesleniş
5.0
100% (4)