3
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1234
Okunma
söz yapraklı yağmur taneleri,
akşamlar...ince bir tığla ötüşen yerler
ve nefesimizde koca şehrin
hıçkıran sandığı..
gün,
güneşin çocuklarıyla
portakal kabuğuna düşer
eşiğinde fenerli şarkılar
benzi beyaz yolculukların
sema maviliği..
kıvrıldığım düşlerin kısık ışığında
dağ lalesi
gecenin sis bedeninde çan
sessizliğin paylaşılamayan dolunayı
sokulgan bir ateş pencereme
uyku molalarında serin su,
vardığım köy..
derin ağaçlardan çekiyorum gölgeni
heceleri sökülen levhaların
tomurcuk yaşına gül açarken
işlemeli kayıklarla sana geliyorum
haki yalnızlığa dikilen kuş lekeli gökle
ellerine yaldızlı ay sağıyorum
lâl şerbetin sırmalı deminde
uykudan uyanıp
gözlerine kanıyorum
uçuşuyor tozlar
gün
tipi karanlığını dağıtan gölge yuvaları gibi
kendini kışa hazırlayan kelimelerin ırmağında bahar selamı
azar azar genişleyen odalar ve
ruhlar..
ah yüzüne bakıp rüzgar koktuğum düş
duvağında nar çiçekleri
hiç ölmeyen aşk
.....
5.0
100% (13)