7
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1219
Okunma
cesaretliydik ve sadece kuşatmıştık,
siz daha muharebe sürerken
kalenin bayrakların indiriyordunuz
acele hayatlar aldatan zaferlere benzer
son bir darbe saklıdır tepenin ardında
yüz yıl sonra da hatırlanır bir yenilginin hikayesi
firavunlar taşınınca bir yerden bir yere
Kendini yok ediyor sihirli bir asa
ins mi cins mi belli olmayan varlıklar sokuluyor ömrüme
sokaklarda mumyalanmış kediler geziyor gece
Çöllere kar yağıyor
nehirler donuyor
ikna olmamışlar hala gökyüzüne bakıyor
Sabah güneşine tapan kadınlar sevdim
Dudaklarının tadı kahve
Ben akşamları bekledim
yıldızları kattım düşlere
aynı mutlaktan parçalanıp düşerken
afika bozkırına
kalbimi koruyacak vaktim yoktu
ah gazalım
birdenbire aşk yerimde kaldı bakışın
gölgesinde kader ağacının
seni katıverdim hayatıma
Düşmüş melekler affedildi
şimdi hayatın bir şansı daha olabilir
tüm mağluplar yeniden başlayabilir
Simurg havalandı son kez
Son kez yaratmaya kendini
Şairsin, yazacaklarını iyi düşün
Kuytuluğundayım günlerin
beni kelimelerin doğuracak bu Ocak
Tılsım ve esrar karıncalarla konuşturur insanı
Melek olmak istemezdim
sizin ne sağ ne sol tarafınıza
Açılıp okurnurken defterleriniz
Geç kalmayı yeğlerdim
Siz hayat kavglarla devam ederken
selasız / abdestsiz defnediyordunuz beni
Oysa ben fırtına yaşıyordum toz duman
uzaktan gelişimi görmeliydiniz o an
Sevgilim işte cinnetin sınırındayım bugünlerde
Kısa çöp ve hileli zarlar sahibi
sevdikleri olmalı insanın
Seni dipsiz kuyulara atan
Dara düştüğünde de devesini ağacıma bağlayan
Senin gibi sevgilisi olmalı insanın
anlatıklarıma anlamlı gülümseyen
deliliğimi kutsal bilen
Her yüzümü aynı gören
Her gün daha çok seven